27 Ağustos 2019 Salı

Gökyüzünün Yarısını Kadınlar Taşır.


Ağladılar, yenildiler, sakatlandılar, ölümden döndüler lakin vazgeçmek ya da pes etmek asla akıllarından geçirdikleri düşünce olmadı. 8 Mart, 23 Ağustos, 1 Ocak, doğum yaptıklarında, annelik duygusunda, kardeş olduklarında veya dostane yaklaştıklarında… Tarihin bir önemi var mı bunu size bırakıyorum. Şunu da atlamak istemiyorum; “kadın” kelimesi altında sıkıştırıp, kadın tedrisatından geçtiğimizi unutmadan, tüm hemcinslerime selam olsun!

Sporun hangi dalı olursa olsun, kazanılan her başarının ardında ilham verici bir hikaye vardır. Bazılarına aşina olabiliriz, bazılarınınsa kupa kaldırdıkları kürsüye çıkana kadar yaşadıklarından pek de haberdar değiliz ki genelde haleti ruhiyemiz bu yönde gelişiyor.
Kadın olmanın şerefine bir kez daha saygı duruşuna geçtiğimiz sporcuların her biri de kendi disiplininde çok başarılı. Ancak onların farkı, "her şey bitti" denilen anlarda bile vazgeçmemiş olmaları, sporlarına sarılmaları ve eskisinden de güçlü geri dönmeleri. Cesare Pavese’nin "Gökyüzünün yarısını kadınlar taşır" sözünü akıllara getirerek, Triatlon sporcumuz Ece Bakıcı’ya kulak vermek istiyorum.

10 kilometrelik koşunun 9 kilometresini koşan ve hedefine sadece 1 kilometre kadar uzakta olmasına karşın, bir anda yere yığıldı! Ne olduğunu ilk anda anlayamadı. Üç kere ayağa kalkmaya çalıştı, ama olmadı. Bu mücadele ise; Olimpiyat Oyunları'nda yer alma hayaline birkaç adım kadar yaklaşmıştı. 1. Avrupa Oyunları'nda (Bakü 2015) triatlon branşında yer aldığı bu yarışı kazansaydı, Olimpiyat Oyunları'na katılmak adına çok değerli bir puan kazanacaktı. Yarıştaki tek rakibi tur yemişti, yani triatlon kuralına göre diskalifiye olmuştu ve Ece'nin kazanması için finiş çizgisini görmesi yetecekti.




Elbetteki bazen olağan dışı durumlar göz önüne alınmayınca hayal kırıklığı ile sonlanabiliyor. Ancak Ece Bakıcı aksini iddia ederek tutundu. Üstelik bacağı, kalça kemiğiyle bağlandığı yerden kırılmıştı. Ancak spora dönüşü hiç de kolay olmayacaktı Ece Bakıcı’nın. Yürümeyi bile en baştan öğrenmesi gerekiyordu. Uzun bir  dönem koltuk değnekleri ve bozulmuş psikolojisiyle hareket edecekti. 5-6 hafta sonra yüzmeye başladı, sonra bisiklet geldi ve en sonunda da tekrar koştu.

Ece, triatlona geri dönecek, üstüne üstün eskisinden de daha iyi bir şekilde. "Sakatlığım süresince çok okudum, araştırma yaptım. Yaşantı ve beslenme olarak da ne yapmam gerektiğini artık daha iyi biliyorum." Ve sakatlıktan sonra katıldığı ilk triatlon yarışını kazanarak, genel olarak da sakatlık öncesindeki derecelerinin daha üzerine çıkmaya başlamış olacaktı.
Gelecekte hedefi 2020 Olimpiyatları olsa da onu daha çok çeken bir kategori daha var: Ironman. Bu şanssızlıklar, onu Türk Triatlon tarihin en iyisi olmaktan alıkoymadı.

Bazı hikâyeler bizi terk etmiyor. Sürekli geri dönerken buluyoruz kendimizi. Ece buna en emsal taşıyabilecek isim. Pes etmedi, mücadelesini sürdürdü, devam ediyor. Son zamanlarda ne yazık ki “kötü” haberlerle gündemimizden düşmeyen “kadın” yönünü değiştirmek istiyor. Aslında bu konuda son derece başarılılar. Nasıl başlamıştım konuya? "Gökyüzünün yarısını kadınlar taşır" sözünü akıllara getirerek, Triatlon sporcumuz Ece Bakıcı’ya ve daha fazlasına kulak veriniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.