26 Mayıs 2020 Salı

Tüytopu Iskalamadan


Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke nasıl oluyor da üst düzey yüzücü çıkaramıyor, münazaralarının start verilmesi veya asker doğmamıza dem vurup ama bir atıcılık madalyamızın olmayışı… Hadi bunları da kabul etmediğimizi varsayarsak, dağlarla çevrili bir ülkede kış sporları gelişmemesini açıklama konusunda versiyonlar da üretilebilir elbette. Neyse ki yalnız değiliz. “Futbolun Beşiği” İngiltere'nin kazandığı tek Dünya Kupası var, Almanlar senkronize yüzmede başarısızlar gibi varyasyonlar oluşturmak pek tabi ki mümkün. Yandaş bulmak da keza!

Taksimetreyi çalıştırdım ve yola koyuldum. Tanıdık ve her metre karesini bir fotoğraf karesine sığdırabileceğim güzide memleketim Bursa’da buldum kendimi. Çocukluğumdan beri kulağımıza küpe yapılan sporcu şehriyiz, gurur duymalıyız. Ancak hepsi bu olamaz değil mi? Olmamalı! Ben de bu sporcu şehrin parkelerinden nemalandım. Okul sıralarını paylaştığım arkadaşlarımın, Bursaspor’un altyapı takımı olan Merinosspor’dan yetişen sporcuların, Avrupa’ya gittiklerine şahit oldum. Gıpta ettim. Ben basketbolda üçlük çalışırken şimdilerde Amerika'da oynayan arkadaşım voleyboldan transferini istedi.

Bursaspor, şimdilerde esamesi okunmayan Intertoto Kupasında çeyrek finalleri aşındırıyordu. Ya Basketbol! Dünyaca ünlü basketbolcular yetiştiren Tofaşspor, Koraç Kupası’nda final oynama başarısını gösterse de, onlara değerinin altında hissettirdik. Devamını getiremedik. En büyük sorunumuz da sürdürebilirlik! Sonrası mı tıkanıp kalıyorum. Bunlar “bilindik” sporlar kisvesi adı altında yanaşsa da daha spesifik spor branşlarına merak sarmamak elde değil.
“Ti Jian Zi” yani badmintonun atası sayılan oyun. Zira adından belli olacağı gibi Çinlilerin monarşisini kurduğu oyunda artık bizim söz hakkımız var. Üstelik Bursa’dan bir el uzanıyor, bu Olimpik spora.



Neslihan Yiğit, badmintonda Olimpiyatlara katılan ilk Türk oyuncu oldu. Onu ilk olarak 2012 Yaz Olimpiyatlarında sahnelerde gördük. Adını kimse pek bilmez ama başarıları ülkeleri aşmış durumda. 2013 yazına gelindiğinde ise, Mersin’in ev sahipliği yaptığı Yaz Olimpiyatlarında hem teklerde hem de çiftler ilk Olimpiyat madalyasını göğüsledi.
2015’te Bakü’de ve sonrasında 2018 yılında İspanya'nın Tarragona kentinde aldığı madalyalar kendine olan güvenini tazeledi. Yani sözüm ona yeniden canlanıyor Bursa şehri. Umarım öyledir. Öyle olmak zorunda.

Avrupa’da sadece biz de değil elbette. Bu anlamda İngiltere ve Danimarka hegomanyasını da unutmadan ilerleme yolunda olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ancak tüm bunlar bir kenara Neslihan Yiğit’in yaptıklarını görmemezlikten gelmek ilerlememize set çekmekten başka bir şey olamaz. Badmintonun vermiş olduğu yalnızlık ve çocukluk sevdasıyla tüytopa tutkuyla sarılan, bir yeteneğe sahip olması, bu sporun peşinden azimle giden, Türk sporunun en devrimsel başarılarından birkaçını veren bir sporcu. Olimpiyat birinciliği, Wikipedia sayfanızda nasıl afili durmasın ki. Sadece daha önce karşılaşmadığımız bir sporcu ile karşı karşıyayız.

Daha önceki bilindik hikayelere benzememe umuduyla Neslihan Yiğit'e şans verelim. Hatta onun gibi az tanınmış çok başarılı sporculara da!
Şu bir gerçek ki emek verildiği ve devamlılığı geldiği sürece bu ve bunun gibi sporcuları daha çok parlatacağız. Ama asıl sorun sürdürülebilirlik olduğunu unutmadan. Dünyada hoş şeyler de var. Hakikaten hoş şeyler yani. Hepsini birden ıskalamadığımız sürece badmintona, Neslihanlara, dahasına ve memleketime selam olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.