14 Haziran 2019 Cuma

Teşekkürler Melike

Bazen bir fotoğraf çok şey ifade eder, bazen de hiçbir şey ifade etmez. Kimi zaman da bu iki uç arasında kalırız. Futbol tam olarak bu fotoğraf karesinin ortasında. Daha temiz ifadeyle erkek futboluna uygulanan imtiyazın aksine kadın futbolunun esamesi okunmuyormuşcasına davranılıyor. Buna izin vermeyenleri tenzih ederek giriyorum cümleye. 
Kadınların özgürlük mücadelesi, her yerde, her alanda direnenlere ilham vermeye devam ediyor. Çim sahadaki mücadeleleri de öyle.

Bu yazıyı okuyacaklar için baştan belirteyim. Konu Melike Pekelin ama ben bir hayranı değilim. Hatta kendisinden ne yazık ki yeni yeni haberler alıyorum, bir nebze de olsa kadın futbolunundan haberdar olsak da erkek ligi gibi değil şüphesiz! Ama Pekelin bunlardan daha büyük bir şeyin parçası ve futbolu seven herkesten bir saygı duruşunu hak ediyor.
Bu sezon başında Pekelin’in kulüpteki geleceği hakkında söylentiler vardı hatta birkaç yazar, futbolun saha içinde oynanan, spor olan kısmını analiz ederek, Melike’nin artık Metz’den ayrılması gerektiğini, bu sefer mantığın duyguların önüne geçeceğini söylüyordu. Ya sonra?

Metz’de daha zor şartlarda bir şeyler kazanmaya çalışmak, kolay yolu seçip şampiyonluklar yaşamaktan daha değerliydi. 
Melike'nin Metz'e gelişiyle Fransız ekip çıkış ivmesi yakalayacaktı. Melike, yeşil sahalarda futbolunu  Metz formasıyla 11 maçta 8 gol atınca bir anda tüm Fransa onu konuşmaya başlayıp, transfer dedikodularına karışacaktı bile. PSG'nin kapısını çalmasıyla gazete başlıklarının puntosu büyüdü. PSG ile birlikte adeta hayalini yaşadı. 


Klasik bir türk insanın sınırları doğrultusunda, tek kale maçlarda aranan bir yüzdü. Mahallesindeki erkeklerle futbol oynamaktan çekinmeyen hatta gösterisini yapan Melike'nin, şu an bu yazıyı okuyor olmanıza neden olan hayat yolu…
Aslında hayatı da Almanya’da bir ilanı görmesiyle değişti. 6 yaşındayken okulunda 'yeni futbolcular arıyoruz' ilanı gören Pekel, durumu hemen ailesine anlatır ve onların onayını alarak seçmelere katılır. Tabii ki seçmeleri kazanır.

Melike'ye futbol konusunda en büyük destek de annesinden gelecekti, idmanlara annesi götürüp getirdi. 14 yaşına kadar sürekli erkek futbol takımıyla oynayan bizim kız, nihayet Augsburg takımının dikkatini çekti ve annesinin ona olan inancı karşılıksız kalmadı. A takıma kadar yükseldi. Artık sahnedeydi ve çok zaman geçmeden Alman devi Bayern Münih'in radarına girdi ve Bavyera ekibine transfer oldu. İşte o hayat yolu ve ismi yıldızlaşan Melike gurur olmaya başladı.

Ama o daha büyük bir şeyin, bir çok hayatın bir parçası. Bu yüzden sadece Paris şehri için değil, belki de hayatında hiç karşılaşmayacağı, varlığından bile habersiz olduğu insanlar için bile bir futbolcudan daha fazlası. Biz kadınlar olarak; bir çekilirseniz, maç izleyeceğiz. Teşekkürler Melike…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.