14 Ekim 2020 Çarşamba

Poland Garros

"Çünkü onun sporculuğuna ve savaşçı yapısına büyük bir hayranlık besliyorum. O bir rol model. Rafa her zaman son ana kadar mücadele eder, o bir tenis savaşçısı. Oyun stilini de çok seviyorum. Hatta onun gibi oynamayı da seviyorum. Sol el forehand'leri olağanüstü ve bu vuruş ona pek çok turnuva kazandırdı. Roger Federer'i de seviyorum ve ona büyük bir saygı duyuyorum. O bir efsane ve bambaşka bir düzeyde. Ancak stil ve karaktere gelince Rafa'nın tarafındayım çünkü onun enerjisini çok seviyorum. Üzgünüm!"
Iga Swiatek bir demecinde söylemişti. Bu cümleler klasik olmakla beraber oynadığı oyunun alameti farikası aynı zamanda. Ve biz tenis severler olarak liderliklerine alışmış olduğumuz isimlerin alaycı tavırlarından ziyade sessiz ve o liderlerin canına okuyan yeni isimleri özledik. Tıpkı erkek tenisinde olduğu gibi…

Bilmiyorum, Simona Halep’i, Kvitova’yı veya Raadwanska’yı tanımasaydım eğer, ister kendilerini yanımdan geçen herhangi birileri olsun, ister bir kitabın kahramanları olarak okuyayım, WTA Tur’un ilk 10’larına girmiş isimler olduğunu herhangi bir şekilde tahmin edebileceğimi zannetmiyorum.
Fakat koşullar değişti. Yeni nesil kimseyi umursamıyor. Elbetteki saygı duyduklarını yadsımıyorum lakin tenis artık bildiğimiz oyun değil. Karakteri var… Ve yeni nesil bildiğini okuyor.
Esasında Iga, sporcu bir aileden geliyor. Babası Tomasz, Polonya'yı 1988 Seul Olimpiyatları'nda temsil eden kürek takımında yer alan başarılı bir kürekçiyken, ablası Aga da bir süre tenis oynadı ancak daha sonra spor dışında bir kariyere yönelmeye karar verdi. Ama Iga bildiği yoldan şaşmadı. Fakat öncesi var yani tenisten öncesi…

Eğer Iga'yı, Legia Varşova'nın futbol maçlarında görürseniz şaşırmayın. Kısa süreliğine de olsa Wimbledon dışında çim sahalara ulaşsa da Iga, yan sahalara transferini açıklamıştı. Legia'nın tenis takımında oynadı ve antrenmanlarını uzun süre kulübünün eski defterleriyle birlikte yürütmeyi başardı. Ancak zaman dediğimiz çabuk geçiyor. Bir sene öncesine kadar esamesi okunmayan, üç yıllık istihkakımızın ilkini gururla tamamlamış, WTA Sezon Sonu Şampiyonası’nı kupayı ellerine alarak noktalamıştı. Henüz 19 yaşında ve daha öncesinde gençler kategorisinde de oldukça başarılıydı. 2018 Wimbledon'da gençler şampiyonluğuna ulaşan tenisçi, finalde İsviçreli Leoni Küng'ü mağlup etmişti. Ayrıca aynı yıl çiftlerde de benzer bir başarıyı Amerikalı partneri Caty McNally'yle Roland Garros şampiyonluğuna ulaşarak elde etmişti. Yani ona çok yabancı değil!



Öncesinde 2017'de ise Maja Chwalinska'yla birlikte Avustralya Açık'ta çiftler finali görmüştü. Şimdi bir kez daha kadın tenis yıldızının yeni “toprak ağasını” nevi şahsına mühasır tavrıyla, biraz mesafeli biraz soğuk ama en çok şampiyon haliyle görme vakti geldi.
Peki yeni sınava hazır mıyız? Kim kazanır, kim ne yapardan evvel bu sorunun cevabına biraz kafa patlatmak gerektiği inancındayım. Zira, bu işin çok içinde olmasanız dahi geçen seneki auranın bu sene o ölçüde tezahür etmediğini fark ediyorsunuzdur. Muhakkak ki, çok az seyircili ilk sene olması hasebiyle açlığın daha fazla olması doğal ama gerçek şu ki, yeni bir hak eden şampiyon var. Üstelik buraya kadar hiç set vermeden gelmeyi başamış bir Iga var. Umarım bu “yiyici” toplumda Iga’nın da başarısını kenara atmadan hakkını veririz.

Iga Swiatek muhteşem performansıyla Roland Garros'a damgasını vurdu. Finalde Sofia Kenin'i mağlup eden Polonya tenisinin son ürünü, kortların yeni yıldızı olacak mı sorusunu akıllara getiriyor. Bir de onu diğerlerinden ayıran mental bakış açısı… Aslında her turnuvasına psikoloğu ile hareket etmesi Iga’yı rakiplerinden ayrıştırıyor.
Rekabet düzeyi arşa çıkınca altrenatiflere yönelmek normal karşılansa da hem tenisin getirdikleri hem de sürekli seyahat halinde olmak psikoloğunu da beraberinde getiriyor.

Kimin kazandığından öte, umuyorum ki bu seneki enteresan olan Roland Garros’un finalindeki kaliteye yaklaşan, draması bol, maç puanları çevrilen, atlanan zıplanan müthiş maçlar izleriz diyordum haklılık payı yüksek Poland Garros izletti
bizlere. Henüz yolu çok uzun, epey uzun ama bizim içimiz WTA seviyelerinde kaynayacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.