10 Haziran 2020 Çarşamba

Kendi Hikayesinin Kahramanı; Lewis Hamilton

Bir zamanlar abimle beraber ekran başına geçmeyi iple çekerdik. Zira zaten spordan kesitler ekranlarda nadide bir parçaydı, bana seslenmesini beklemeden köşeme kurulurdum. NTVSpor vardı bir dönem. Çok yakın bir dönemdi üstelik. İki seçenek hakkımızdan NTVSpor’u seçmek büyük lükstü. Formula 1 için de tek kişilik bir gösteriydi aslında. Herkesin desteklediği biri vardı pekala! Schumacher'ciydim ben mesela abim daha çok Finlandiyalıları desteklerdi, esasında ben de severdim kuzeylileri ama sanırım abimin tersini desteklemek biraz büyüklük gösterisiymiş. Şimdi ise masa başındayım. Abim yok yanımda ama bana bu fikri veren o olduğundan bu minvalde yanımda sayılmaz mı?

Hepimizin tanıdığı ama bazılarımızın daha çok tanıdığı, kimilerine göre gelmiş geçmiş en büyük F1 pilotu… Büyük Krallık’tan çıkma Lewis Hamilton…
Vücuduna asfalt zehrini almış biri isen, bu oyunun çıkardığı neredeyse tüm başarılı adamların hikayelerini az çok bilirsin. Ve o sese tapma noktasına gelirsin! Bir belgesel, makale, anekdot veya Youtube videosu ile farklı görüşler de edinebilirsin. Ancak her başarı hikayesine karşılık daha az bilinen birer ‘neredeyse’ hikayesi vardır.
2008 yılında aldığı “en genç şampiyon” unvanından sonra başka şampiyonluk kazanamadı ve en yakın takipçilerinden, Sebastian Vettel’in hegemonyasıyla beraber, “bu kadarcıkmış” hikayesine büründü. Ama “aması” var! 2014 yılı ve sonrası var. Telefonları sessize aldıktan sonra mısırlarımızı yemeye başlayabiliriz.

Hikaye şöyle başlıyor, klasiklerden açılış yaparak; futbol. Hamilton'ın motor sporlarındaki kariyeri henüz sekiz yaşındayken başladı. Bununla birlikte Birleşik Krallığın havasından suyundan, futbola da ilgi duyan Britanyalı pilot, okul takımında uzun bir dönem Manchester United’ın kanatlarını havalandıran futbolcularından Ashley Young ile aynı takımda mücadele etmesinden gelir.
Bütün çim saha yeteneklerine rağmen çeşitli nedenlerle son adımı atamaz. Futboldan önce gelen dahiyane yeteneğinin izinden gider.
Tipik bir motor sporcu olarak macerasına kartingle başlar ve ilk karting şampiyonluğunu 10 yaşındayken kazanır. Daha o dönem hakkında o kadar büyük övgüler ve ilginç istatistikler mevcut ki pandemi süresince geçirilen geri sayımını fırsat bilip damarlarında aynı zehir dolaşanlarla paylaşmak istedim.



Sadece Britanya anlamında değil, Formula 1 ve motor sporlarına bakış ilkleri yaşadı, yaşattı. Varan bir, Britanya Formula Renault, Formula 3 Avrupa Serisi ve GP2 şampiyonasında kazandığı birinciliklerin ardından 2007 yılında McLaren için piste çıkmaya başladı. McLaren, Formula 1 tarihinin en genç transferine imzasını attı.
Varan iki, şayet 1986 yılındaki Willy T.Ribbs’in test sürüşlerini saymazsak, Formula 1'de yarışan ilk siyahi sürücü oldu. İlk yarış birinciliğini Haziran 2007'de Kanada'da elde eden Hamilton, Formula 1'deki ilk sezonunu (abime sevgilerimi ileterek) Kimi Raikkonen'in hemen bir puan ardından ikinci sırada tamamladı.

2008 sezonu altın çağıydı adeta. Formula 1'deki en genç şampiyon unvanını kazanarak, 2010 yılında Red Bull'un Alman pilotu Sebastian Vettel'e geçmiş oldu. Hamilton kupayı kaldırdığında 23 yaş 301 günlüktü.
Ve sonrası… Hazin bir çöküş, asfalt zeminin kaldıramayacağı kadar uzun süren ara vermek onu değişimlere itti. 2012 yılı değişim çağına sürükledi. Önce İsviçre’ye sonra sporcuların cenneti Monako’ya taşınarak Mercedes ile nişanlandı. Ve bir virgül atması gerekecekti bu düzensiz yaşamına. Mercedes’teki ilk sezonunda ilk birinciliğini Macaristan Grand Prix’sinde elde etti. En önde başladığı yarışta bitiş çizgisine en yakın Kimi Raikkonen’in 11 saniye önünde ulaştı.

2014 yılından başlayarak sadece 2016 yılı dışından bu zamane dek şampiyonluk basamaklarında şampanyasını patlatmaya devam ediyor. Lewis Hamilton, bir motor sporcu olarak hayatımıza girdi. Formula 1 Dünya Şampiyonu olarak devam ediyor. Bizler bazen ekran başında bazense masa başında izlemekten ve okumaktan keyif alırken, gelecekte Hamilton yüzünden Formula 1 tarihinin anlatılmayan, gözardı edilen hikâyelerinden biri olmayacağını son pol de gösterdi. Her hikâyenin bir kahramanı vardır. Birileri için Finlandiyalılar bazıları içinse efsanevi isimler. Hamilton kendi hikâyesinin kahramanı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.