Hepimizin tanıdığı ama bazılarımızın daha çok tanıdığı, kimilerine
göre gelmiş geçmiş en büyük F1 pilotu… Büyük Krallık’tan çıkma Lewis Hamilton…
Vücuduna asfalt zehrini almış biri isen, bu oyunun
çıkardığı neredeyse tüm başarılı adamların hikayelerini az çok bilirsin. Ve o
sese tapma noktasına gelirsin! Bir belgesel, makale, anekdot veya Youtube
videosu ile farklı görüşler de edinebilirsin. Ancak her başarı hikayesine
karşılık daha az bilinen birer ‘neredeyse’ hikayesi vardır.
2008 yılında aldığı “en genç şampiyon” unvanından sonra
başka şampiyonluk kazanamadı ve en yakın takipçilerinden, Sebastian Vettel’in
hegemonyasıyla beraber, “bu kadarcıkmış” hikayesine büründü. Ama “aması” var!
2014 yılı ve sonrası var. Telefonları sessize aldıktan sonra mısırlarımızı
yemeye başlayabiliriz.
Hikaye şöyle başlıyor, klasiklerden açılış yaparak;
futbol. Hamilton'ın motor sporlarındaki kariyeri henüz sekiz yaşındayken
başladı. Bununla birlikte Birleşik Krallığın havasından suyundan, futbola da
ilgi duyan Britanyalı pilot, okul takımında uzun bir dönem Manchester United’ın
kanatlarını havalandıran futbolcularından Ashley Young ile aynı takımda
mücadele etmesinden gelir.
Bütün çim saha yeteneklerine rağmen çeşitli nedenlerle
son adımı atamaz. Futboldan önce gelen dahiyane yeteneğinin izinden gider.
Tipik bir motor sporcu olarak macerasına kartingle başlar
ve ilk karting şampiyonluğunu 10 yaşındayken kazanır. Daha o dönem hakkında o
kadar büyük övgüler ve ilginç istatistikler mevcut ki pandemi süresince geçirilen
geri sayımını fırsat bilip damarlarında aynı zehir dolaşanlarla paylaşmak
istedim.
Sadece Britanya anlamında değil, Formula 1 ve
motor sporlarına bakış ilkleri yaşadı, yaşattı. Varan bir, Britanya Formula
Renault, Formula 3 Avrupa Serisi ve GP2 şampiyonasında kazandığı
birinciliklerin ardından 2007 yılında McLaren için piste çıkmaya başladı.
McLaren, Formula 1 tarihinin en genç transferine imzasını attı.
Varan iki, şayet 1986 yılındaki Willy T.Ribbs’in test
sürüşlerini saymazsak, Formula 1'de yarışan ilk siyahi sürücü oldu. İlk yarış
birinciliğini Haziran 2007'de Kanada'da elde eden Hamilton, Formula 1'deki ilk
sezonunu (abime sevgilerimi ileterek) Kimi Raikkonen'in hemen bir puan ardından
ikinci sırada tamamladı.
2008 sezonu altın çağıydı adeta. Formula 1'deki en genç
şampiyon unvanını kazanarak, 2010 yılında Red Bull'un Alman pilotu Sebastian Vettel'e geçmiş oldu. Hamilton kupayı
kaldırdığında 23 yaş 301 günlüktü.
Ve sonrası… Hazin bir çöküş, asfalt zeminin
kaldıramayacağı kadar uzun süren ara vermek onu değişimlere itti. 2012 yılı
değişim çağına sürükledi. Önce İsviçre’ye sonra sporcuların cenneti Monako’ya
taşınarak Mercedes ile nişanlandı. Ve bir virgül atması gerekecekti bu düzensiz
yaşamına. Mercedes’teki ilk sezonunda ilk birinciliğini Macaristan Grand
Prix’sinde elde etti. En önde başladığı yarışta bitiş çizgisine en yakın Kimi
Raikkonen’in 11 saniye önünde ulaştı.
2014 yılından başlayarak sadece 2016 yılı dışından bu
zamane dek şampiyonluk basamaklarında şampanyasını patlatmaya devam ediyor.
Lewis Hamilton, bir motor sporcu olarak hayatımıza girdi. Formula 1 Dünya
Şampiyonu olarak devam ediyor. Bizler bazen ekran başında bazense masa başında
izlemekten ve okumaktan keyif alırken, gelecekte Hamilton yüzünden Formula 1
tarihinin anlatılmayan, gözardı edilen hikâyelerinden biri olmayacağını son pol
de gösterdi. Her hikâyenin bir kahramanı vardır. Birileri için Finlandiyalılar
bazıları içinse efsanevi isimler. Hamilton kendi hikâyesinin kahramanı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.