19 Mart 2020 Perşembe

Alkol, Dele Alli ve Biraz Futbol


Küçükken hiç unutmadığım bir sahne var. Çocuk aklımla eczaneye girdiğimde, ilk gözüme ilişen “devasa” kolonya doldurma şişesi… O kadar ilacın içinde anlamlandıramıyordum. Lakin işin özü farklı! Evet kesinlikle alkol. Devamı da var, hijyen vs. Biz onu virüslerden önce sevdik, kendimizce takma adlar yakıştırdık, bayramlarda harçlığın yolunu açan yine oydu.
Kafamızı kolonyayla yıkadığımız günleri de biliriz, içini kolonyanın kolonya olduğu zaman aldık da doldurduk, mutlaka her gelene emekli kolonyası muhabbetini de yaptık vesselam. Eller seni çabuk unuttu da, biz seni bırakmadık kolonya dolum şişesi…

Son zamanlarda iki cümlemizden biri salgın, dezenfekten ve farkında olmadan alkol bağımlılığımız! Aynen bizim gibi dert yanan biri daha var. Dele Alli, üstelik kendisi internasyonel bir futbolcu ama onun meselesi annesinin bağımlılığından ileri geliyor.
Gelelim hikayenin diğer tarafına; Dele Alli'nin annesinin 4 çocuğu var ve bu çocukların hepsi ayrı babadan. Bu kısmı bizi pek de ilgilendirmez fakat psikolojik boyutundan mütevellit konuya ortadan giriş yapıyor. Ve 4 evliliği de birer hafta sürmüş. Sadece tek çocuğu  Alli ile beraber yaşamaya başlamış.

Okuldaki hocaları Alli için devamlı olarak annesine şikayette bulunmuş. Annesi hakiki bir alkolik ve hastane tarafından yardım görmeye başlamış. Daha ne olabilir dediğiniz yerde başka yaralar kabuk bağlamadan yenileri ve çok daha büyükleri yerini alacaktı.
Annesi oğluna bakamayacağını anladığı anda Alli'yi son çare olarak  yakın bir arkadaşının akrabalarına evlatlık olarak vermiş. Önce annesinin kararı ve evlatlık verdiği ailenin Dele Alli'ye kendi çocukları gibi bakması onu bu günlere getirmiş. Babası maddi durumu çok iyi olan bir inşaat firmasının sahibi. Babanın zengin ve küstah bir baba olarak algı yapılabilir. Lakin şimdilerde Alli’nin menajerliğini üstlenmiş durumda.


Onun futbol sevgisi daha attığı ilk adımlarla başlamış biriyken, Kemalettin Tuğcu romanlarını andıran hayatı sizi şaşırtmadı. Çok net! Çünkü bilhassa futbol dünyası bu durumlara çok tanıdık. Ancak ilk futbol kariyeri 11 yaşında İngiltere'nin Harlem’i sayılan Milton Keynes’e döndüğünde ciddileşecekti.
Dele Alli, 16 yaşında ilk defa A takım forması giyecekti ve bu da düğümü çözmeye başlayan ilk adımlardı. Seviyeyi o kadar üst segmente taşıyacaktı ki, Steven Gerrard kıstaslarına alışmaya başlayacaktı.

Bu kıstaslar yeni bir başlangıcın da davetiyesiydi. Hem bu minvalde Liverpool hayranlığı hem de Gerrard takipçiliği, belki kırmızılar olmasa bile Tottenham’ın kapılarını aralayacaktı.
Kabul edelim ki hak etti. Şüphesiz. Evet geçmişe dönük bakıldığında alkolle harmanlanmış ve ayaklarına dolanmış bir hayat olmasa onu burada göremeyecektik. Çok büyük ihtimalle. Alkol, Dele Alli, yeni ailesi ve biraz futboldu onun döngüsü.

Biz şimdilerde nasıl kolonyaya, dezenfektana veya adlarını siz koyun gel yoldaşım, gel limon kokulum diyerek gün senindir, sür sefanı diyorsak; Alli’de bu tedrisattan geçmiş bir futbol adamı. Yaşamın bu çıkmazında gelen bütün zorlukların üstesinden gelen Dele Alli'ye şapka çıkartmak gerek.
Bu arada yazıyı okuduğunuza göre, şimdi şu alkolden biraz ellere sürelim. Alli’ye selam olsun.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.