23 Ekim 2019 Çarşamba

Parmak Isırtan Azim; Andrei Kirilenko


Yaşamınız boyunca öğrenme becerisi kelimesini çok iyi benimsediyseniz, ne iş yaparsanız yapın işler akışında, “kolay” olacaktır. Öğrenme becerisi ve değişim daha da hızını arttırdıkça “über” hızlı olmakla beraber yeni ortamlara uyum sağlama becerisi hayatın her alanında “ben buradayım” demek ve başarılı olmak için en önemli etmen! Kuşkusuz!
Yetenekli sporcuların bir üst basamak için sıklıkla başarısız olduğu, o geçişin sancılı olduğu bir ülkedeyseniz keza, doğru mantığa sahip olmak, bir arada çok fazla unsuru doğru yapmak gerekiyor.

Henüz çocukluğundan yeni çıkmış birinden her zaman görebileceğiniz bir olgunluk değil bu. Hakikaten Rusya’da basketbol oynayan, iyi öğrenen, parmak ısırtan azim örneği su götürmez bir gerçek ki; Andrei Kirilenko’dan başka bir isim gözümün önüne gelmiyor.
Aslını düşününce ya da daha doğru bir ifade kullanmak gerekirse, Rusya denilince aklıma kış sporları ve dahası jimnastik sporları geliyor. Biraz da ha ileri gidersem Olimpiyatlar geliyor. Kesin!

Rus basketbolunun dünyaya armağan ettiği en büyük yeteneklerden biri olan Andrei Kirilenko, on yıl boyunca formasını giydiği Utah Jazz formasıyla özdeşleşmiş bir isim. Üstelik Avrupa’dan kolay kolay oyuncu beğenmeyen, “buralarının hakimi biziz” havasında, tepeden bakan organizasyon için düşünülünce epey büyük bir başarı. Fakat o sadece oyuncu kalitesi ve yeteneği ile de gelmedi. Muazzam öğrenme isteği, daha iyi nasıl olurum arayışı ve zor olan her şeyi kolay gösterme özelliği ile diğer Ruslardan kolayca arınıyor.




Uzun kollarının avantajını harikulade kullanan, savunmadaki enerjisi ile fark yaratan ve en önemlisi de hücumu ikinci plana itmeyen oyun anlayışıyla, NBA’de hatırı sayılır bir yer edinmiştir. Kirilenko o kadar ileri gittik ki, siftahını, 2004 yılında da All-Star olma başarısını göstererek parkeleri aşındıracaktır.
1999 draftında, Utah Jazz tarafından 24. sırada seçilen Kirilenko gelişimini tamamlamak adına birkaç yıl daha Avrupa’da kaldı ve 2001 yılında NBA’e transfer oldu. Diğer Avrupalılara oranla uyum sürecini çabuk atlatan AK-47 lakaplı oyuncu, daha ilk yıllarında Utah’ın öne çıkan isimleri arasına girdi. Kaldı ki henüz ligdeki üçüncü senesi olmasına rağmen All-Star unvanını alan Kirilenko, ödün vermediği performansıyla her daim parmak ısırttı.

Buraya kadar hemfikirsek, şöyle devam edelim. 2011 sezonunda verdiği radikal kararla CSKA’ya dönen ve sezonun tamamını burada geçiren Kirilenko, bir sonraki yıl NBA’e dönerek sırasıyla, Minnesota, Brooklyn ve Philedelphia formaları giymiş ancak eski performansını gösterememiştir. Fakat bu durum bile onun bir NBA efsanesi olarak anılmasına engel teşkil etmemektedir. Nitekim Kirilenko ligde bulunduğu her an çalışma azmiyle öne çıkmış ve örnek bir profesyonel portresi çizmiştir. Tipik bir Rus’tan çok daha fazlası.

Bütün mesele yetenekte değil, “ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim” düşüncesine tam anlamıyla geliyoruz. Kirilenko’nun yaptığı tamamıyla, zor bir iş, uzun zamanını aldı, ama beynimizin de fiziksel özelliklerimizle birlikte evrildiği süreçte, bir sonraki adımda ne derece etkili olduğunu ve parmak ısırtan azmi olduğunu kabul etmek zorundayız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.