3 Ekim 2019 Perşembe

Kıvılcım; Greta Thunberg


Taptaze bir bilgi ile kilidi çevirmek, yeni bir anlam öğrenmenin şevkiyle girizgah yapmayı hak gördüm. “Jamais vu” “Deja vu” kelimesinin tam zıttı. Dolandırmadan, sürekli aynı insanlarla karşılaşır aynı yerlere gidersiniz ama her seferinde ilk kez olmuş gibi hissedersiniz. İşin aslı jamais vu’yu hiç yaşamamış olabilirim ya da farkında olmamış da olabilirim. İyi bildiğim ise; deja vu’yu çok yakında zamanda arka arkaya yaşadığım.

Yakın zamanda Floransa’da olma şansı elde ettim ki, uzun senelerdir top listemde olan şehirlerden başı çekiyordu. Tıpkı fotoğraflarda gördüğüm veya seyahat bloglarında okuduğum gibi… Hep orada gibiydim ama değildim de! İşte artık sokaklarında gezmeye başlamıştım. Fakat bir farkla, fazlasıyla kalabalık sanki bir gösteriye ya da eyleme, bir tepkiye hazırlanır gibiydiler. Adeta tüm şehir tüm gençler anlaşmışlar gibi sokaklara hücum etmişlerdi. Gerçeği çok vakit harcamadan gün yüzüne çıkacaktı.

Devletin de gençlere destek vererek okullara resmi tatil bildirgesini yayınladıktan sonra İsveçli bir öğrenciye destek amacıyla seslerini yükseltiyorlardı. Peki kimdi bu?
Kısa zamanda dünya çapında iklim hareketinin sembolü haline gelen Greta Thunberg’i tanıyor musunuz? Düşünün ki uğruna okulların tatil olmasına kadar ileri giden, öğrencileri sokaklara dökmeye başaran bir isim. Genç aktivist 8 yaşında iklim değişikliği ve küresel ısınma terimleriyle karşılaşmış ve küresel iklim sorunlarının insan eylemleri sonucunda gerçekleştiğini öğrenmiş. Ve iklim değişikliğini önlemede ne derece yetersiz kalındığını… Küçük Greta yaşadığı hayal kırıklığı sonucu 11 yaşında depresyona girmiş.




Bu dönem yemek yememeye ve konuşmamaya başlamış. Yalnızca çok gerekli olduğunda konuşan Greta’ya otizmin bir türü olan asperger sendromu ve seçici konuşmamazlık teşhisi konmuş.
Küresel ısınmayı, iklim değişikliğini, emisyonları hayati meseleler olarak görüyor ve soruyor: Eğer küresel ısınmayla mücadele etmemiz gerekiyorsa ve bu acilse, neden etmiyoruz? Tekrar tekrar Helsinki’de, Davos’ta, Brüksel’de ve daha fazla yerlerde yüzümüze çarptı.
Cuma günleri okulu boykot ederek İsveç Parlamentosu önünde yaptığı eylemlerde başlangıçta tek başınaydı Greta. Ancak gün geçtikçe İsveçli akranları okulu kırıp iklim için bir araya gelmeye ve Greta’ya destek olmaya başladı. Zamanla hareket İsveç sınırlarını aştı ve dünyanın 270 şehrinde 70 bin kadar öğrenci Cuma günü "gelecek için Cuma" eylemlerine katıldı.

Genç aktivist istekleri konusunda oldukça açık ve net. O kadar ileri gidecekti ki, Atlas Okyanusunu yelkenlisiyle geçip New York’ta Birleşmiş Milletler’de yapılacak iklim zirvesine katıldı. Tam da bu konuşma esnasında Floransa’da akın akın destekler sürüyordu. Sanki daha önce bu anı yaşamış gibiydim. 20-27 Eylül tarihleri arasında dünyada iklim grevi haftası ilan edilirken, bu tarihlere tekabül eden zamanda Floransa’da ne denli ciddi ve önemli bulduklarını bizzat şahit oldum.

“Birçok insan İsveç'in sadece küçük bir ülke olduğunu ve ne yaptığımızın önemli olmadığını söylüyor. Ancak, fark yaratmak için hiçbir zaman küçük olmadığımızı öğrendim. Ve eğer, birkaç çocuk sadece okula gitmeyerek dünyanın dört bir yanında manşetlere çıkabiliyorsa, gerçekten istersek birlikte neler yapabileceğimizi hayal edin.” Ona, yelkenlisine, düşüncelerine katılın ya da siz bilirsiniz. Lakin yakın gelecekte bahanelerimizin ve zamanımızın tükendiğini fark edeceksiniz!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.