20 Eylül 2018 Perşembe

Japanese Serena Değil, Naomi Osaka


Uçsuz bucaksız Japonya'nın Yodo Nehri'nin döküldüğü yerde bulunan Tokyo'dan sonraki en büyük şehri olan Osaka muhteşem düzlüğü, yüksek irtifasıyla ve topraklarından yetişen yeni sporcularıyla adından söz ettiriyor.
Biraz batısında kalan kısmında bir araç ilerliyordu. Hiçbir özelliği bulunmayan sıradan bir arabadan neden söz edilir ki. Şöyle anlatalım buyurun…

Sonbaharın ilk günlerinde her mevsim olduğu gibi güneşli ama serin bir hava hakimdi gökyüzüne. Bu kadar basit işte. Abartılı yaşamayan zira her daim hedefleri doğrultusunda ilerleyen bir mantalite içinde büyüyorlar, o yüzden Naomi Osaka’nın Serena Williams karşısında Grand Slam şampiyonluğu alması sürpriz olmamalı! Japonya'nın bir okyanus kadar Amerika’ya yakın olmanın dayanılmaz hafifliğiydi bu durum.
Lakin son teknolojilerle yüzeyi sardığı yolların köşe bucağına iğne atsan yere düşmeyecek mahiyetinde bir kalabalık toplanmış, hatta polis trafiği kontrol etmekte dahi zorlanır hale gelmişti. Sonuçta bu Japonya'nın da zaferiydi.

İlk Grand Slam zaferi mi, elbette bu çok büyük bir gerekçe ancak yeterli olmayacaktı. Naomi 20 yaşının vermiş olduğu “zıpırlıktan” çok büyümüş de küçülmüş edayla rakiplerine kök söktürmesi daha çok konuşulan konuydu.
Japonlar için tarihi bir başarıya imza atan Naomi Osaka’nın eve dönüş seremonisi için oluşmuştu bu konvoy. Ailesinin, sporcuların ve halkın bulunduğu ve dünyaya geldiği Osaka’da kutlamaların yapılacağı kilometrelerce boyunca insan seli coşkuyla onu selamlıyordu. Zira bu anlatılanların büyük çoğunluğu safsataydı onlar için. Çünkü Japonlar üçüncü ülkelerin kutlamasını asla büyütmezlerdi. Osaka sadece kazanmıştı.




Haitili baba ve Japon bir annenin farklı perspektifiyle büyüttüler büyük kızları Naomi’yi. Esasında Serena’yı yenmesinden mi bilinmez ama ona Japanese Serana demeleri bundan mütevellit. Müthiş bir çift el backhand'i var. Dikkat!
Gelecekte bir numara olması kaçınılmaz olan kadın tenisçi. Naomi için resmen ışık saçıyor diyebiliriz. Şöyle göz ucuyla bakarım deyipte bir baktıktan sonra bırakamayacağınız bir oyun sergiliyor.

Kariyerinin ilk tekler zaferini, 5. grand slam olarak nitelenen Indian Wells'de, arkadaşı ve yaşıtı, Daria Kasatkina'yı yenerek kazandı.
Jelena Ostapenko'nun ilk tekler zaferini Roland Garros'da kazanmasının ardından benzeri bir başarıya imza attı Osaka. Naomi’yi mütevazılığı, şirinliği, dobralığı ve tabii ki yetenekleriyle gönlümüzü çaldığı aşikar…

Yılın son Grand Slam’i olan US Open da, maçın ardından dünya çapında çok büyük destek, taraftar ve sempati kazandı Osaka. Kariyerinin henüz çok başında ve gelecekte büyük bir spor ikonuna dönüşebilir. Unutmamak gerek ki Sasha Bajin gibi harika bir koçla çalışıyor. Uzun yıllar bu birliktelik  devam ederse geleceğin Serena’sı değil Naomi Osaka olarak anılacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.