16 Aralık 2021 Perşembe

Mucize Agüero

Doğumunda yer alan doktorların söylediği gibiydi onun hikayesi; Ailesine şans ve bereket getirecek olan bebek... Yoksulluk içinde geçen çocukluktan İngiltere'de takımını şampiyonluğa taşıyan yolculukta Arjantin'in yıldızı Kun Agüero. Onun hikayesi başlı başına dünyaya mucizevi şekilde gelmiş olmasıydı... Dünya futbolunun en büyük yıldızlarından biri olan Sergio Kun Agüero futbola gözyaşları içinde veda etti.
Bu yaz 33 yaşında Barcelona’ya imza atan mucize adam İspanya’da sadece 5 maç çıkabildiği yeşil sahaya sonsuza kadar veda etmeye karar verdi. 30 Ekim'de son kez sahaya çıktığını bilmeyen Sergio Agüero’ya yaşadığı nefes darlığı sonrası kalp ritim bozukluğu teşhisi konuldu. Futbol oynamasının kalan hayatında çok büyük riskler taşıdığını öğrendi ve mucizesini kaybetti.

Manchester United'lılar şampiyonluk için City maçından gelecek haberi bekliyorlardı. 90+2. dakikaydı ve City, QPR karşısında 2-1 yenik durumdaydı. Bu skor kupayı United'a verecekti. Ancak bir mucize gerçekleşti. Önce Dzeko, 90+2'de skoru 2-2'ye getirdi. Ardından sahneye Agüero çıktı ve 90+4. dakikada attığı golle City'yi şampiyon yaptı!
Zaferin mimarı Agüero formasını çıkarmış, çılgınca sağa sola koştururken Arjantin'de de müthiş bir sevinç yaşanıyordu. Yoksulluk içinde geçen çocukluğun ardından İngiltere'de şampiyon olan Agüero için mutluluk gözü yaşı döküyorlardı. Onun bu zorlu hikayesi daha doğmadan başlamıştı...

1988 Mart ayında Arjantin’in başkenti Buenos Aires çok büyük bir sel felaketi ile sarsıldı. Başkent çevresindeki bir çok bölgeyi etkileyen bu doğal afet sırasında bir gece kondu mahallesi olan González Catán’da evler tamamen sular altında kaldı. 24 kişinin öldüğü, 57 bin kişinin ise evlerini terk etmek zorunda kaldığı felaketin ortasında kalan hamile genç bir kadın, tüm bu sarsıntının içinde dünyaya mucizevi bir çocuk getireceğinden habersizdi. 19 yaşındaki Adriana, 18 yaşındaki eşi Leonel Del Castillo ile birlikte binbir türlü zorlukla inşa ettikleri evleri sular altında kalınca aynı kaderi yaşayan binlerce insan gibi ayakta kalan bir okulun spor salonuna sığındı. Bu zor koşul, 2 hafta boyunca yere serilen bir minderde yatmak zorunda kalan Adriana’nın hamileliğini fazlasıyla etkiledi. Henüz 6,5 aylık hamile olan Adriana doğum sancıları başlayınca apar topar hastaneye kaldırıldı.


Doktorlar Sergio'nun anne karnında, olması gereken pozisyonda bulunmadığını saptadı. Bebeğin doğması için tek bir yöntem vardı: Forseps kullanılacak ve bebeğin köprücük kemiği kırılacaktı... Adriana'nın bunu kabul etmekten başka bir şansı yoktu. Doğum başladı ve bir mucize gerçekleşti: Sergio sağlıklı bir şekilde doğmuştu. Doktorlar Sergio için; 'con un pan debajo de brazo' dediler. Yani bir Arjantin deyişine göre; doğumuyla birlikte ailesine şans ve bereket getirecek olan bebek!
Agüero da babası gibi evlerinin yakınında, boş bir arazide futbol oynayarak büyüdü. Çocukken Wanpaku Omukashi Kumu Kumu adlı Japon çizgi filmini çok seviyordu ve sürekli 'Kum Kum, Kum Kum' diyerek dolaşıyordu evde... Bir süre sonra, önce dedesi ardından ailenin kalanı Sergio yerine 'Kun' demeye başladılar.

Babasının oynadığı amatör kulübün minik takımında oynamaya başladı. Ardından bir fırıncı olan ancak gönüllü scoutluk yapan Jorge Ariza tarafından keşfedildi. Ariza, onu sadece sahadaki oyunundan dolayı değil, babasının maçları sırasında saha kenarından babasına taktik vermesi nedeniyle de çok beğenmişti. Bu çocuk sonradan değil, doğuştan futbolcuydu. Annesinin 'önce okul' sözlerine aldırış etmeden, Loma Alegre ve Los Primos takımlarında oynadı ve sonunda Independiente akademisine girdi. Independiente, ailesine La Villa'dan bir ev verdi. Serigo'ya da bir şoförle araba... 2004 yılında, henüz 15 yaşındayken A Takıma yükseldiğinde ise doktorun sözleri gerçek olmuştu. Agüero-Del Castillo ailesini kurtaracak çocuk gerçekten oydu...

Hikayenin devamında onlarca kupa, yüzlerce gol, binlerce maç, milyonlarca yüzde ise gülümseme var. Bugünlerde İngiltere'nin gelmiş geçmiş en iyi yabancısı olarak gösteriliyor ve gol rekorunu ele geçirmiş durumda. O ise tüm bunların farkında ama hala kafasını eğip, içgüdülerinin peşinde rakip kaleye doğru koşan küçük Kun gibi oynuyor…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.