5 Kasım 2019 Salı

Çıplak Ayaklı Şampiyon


Savaş ne kadar korkutucu ise, bu durumdan ders almayı da bilen var pek ala! Farklı bir giriş yaparak; kısa bir özet geçmek isterim. Birazdan okuyacaklarınız geç açılan ve keza çabuk kapanan bir perdenin hikayesi. Zamanında Mussolini güçlerine karşı savaşmış, babasına maddi açıdan destek olmak için orduya katılan bir adam, bir gün tören sırasında ülkesinin bayrağını taşıyan insanları görüyor. Ardından da kendini Olimpiyatlar’da buluyor…

Mesele tamamen bundan ibaret! Ya da yokluktan çıkmanın arayışları, kendisinde var olan yeteneğin keşfini –ne acı ki- savaş esnasında bulması vesaire…  Avrupa kıtası diğer kıtalara göre daha şanslı öylesine zenginken, doymak bilmiyor. Hep daha fazlası. Sözüm ona onların “hakkıymış” gibi savaşı kendilerine hak gören, istismar eden toprak bütünlüğü Avrupa! Hoşgeldiniz!
Ondokuzuncu yüzyılda Etiyopya’yı birçok kez işgal etmeye çalışan İtalya her seferinde başarısız olmuştu. 1930’lara gelindiğinde ise Mussolini bu işe bir son vermek için bahaneler arıyordu.

O bahaneler içinde savaşan Etiyopyalılar'dan birinin oğlunun, kendi ülkesinde unutulmaz bir zafere imza atacağını bilmiyordu. Daha ironik hale nasıl gelecekti peki? 20 yaşındayken para kazanıp ailesine destek olmak için orduya katılan Bikila, bir resmi tören sırasında ülkesinin bayrağını taşıyan genç insanlar gördü. Halk hepsini gururla selamlıyordu. Bunların kim olduğunu merak ederken, milli atletler olduğunu öğrenir öğrenmez bir gün aynı formayı kendisinin de giyeceğini o dakikalarda anlamıştı. Aynı yıl içinde de kaderini değiştiren kararı vererek koşmaya başlayacaktı.




Bu arada İkinci Dünya Savaşı sonrası, İtalya baskısından kurtulan ve Yeni Dünya’ya açılmaya karar veren Etiyopya Hükümeti, Norveçli Onni Miskanen ile anlaştı. Norveçli antrenör uzun koşular, sauna, vücut koordinasyonu geliştirmeleri için tenis ve basketbol yüklemeleri yaparak Etiyopyalı atletleri kısa zamanda koşu makinesine dönüştürdü.
Bikila, Miskanen’le çalışmasının ikinci yılında National Armed Forces Championship’e katıldı. Bikila kendisini olimpiyatlara götürecek dereceyi elde etti, hatta hepsini geçerek birinci oldu. Bikila böylece Olimpiyat kafilesine dahil edildi. Hayatındaki ilk maratonunu, 2:39:50 ile tamamlayan Bikila, ertesi ay katıldığı maratonu ise 2:21:23’le tamamladı. Etiyopyalı bu iki yarışta da bitiş çizgisine ilk ulaşan isimdi. Ve herkes şaşkındı. Biri hariç!

Ve daha mühim bir konu, Abebe Bikila’yı ün katma kısmına gelindiğinde bu durumda virgül atmak zorundayız. Olimpiyatların sponsoru Adidas, ayakkabılar için hazırlığa başlamıştı. Son anda katılacağı belli olan bu atlet için ise uygun bir ayakkabı yapılmamıştı. Ülkesinde sürekli çıplak ayakla idman yapan Bikila’nın tabanı nasırdan kabarmış ve her ayakkabıya uyum sağlayamaz hale gelmişti. Abebe Bikila öte yandan Roma sokakları engeline takılıyordu. Ancak Olimpiyat kuralında ayakkabısız koşamazsın diye bir madde olmayınca önü açıldı.
Parkurun bitime yaklaşık bir kilometre kala, birkaç sene önce İtalyanlar’ın Etiyopya’yı yağmalarken aldıkları taşın dikildiğini görmüşlerdi. Kaderin bir cilvesi ya bu taş, İtalyan askerleri tarafından dik bir rampaya yerleştirilmişti.

Yarışın favorilerinin Bikila’ya göre nispeten yaşlı olduğunu bilen antrenörü, bu ana kadar yarıştan kopmadığı takdirde burada atak yaparak liderliği ele geçirebileceğini belirtmişti. İtalyanlar’dan oluşan atletizm meraklıları şaşkınlıkla ufuktan görünen ve o güne dek adını dahi duymadıkları atleti alkışlıyorlardı. Dünya rekorunu 8 dakika gibi inanılmaz bir dereceyle geliştiren Bikila, 42 kilometre 195 metreyi 2 saat 15 dakika ve 16 saniyede tamamlamıştı. Unutmadan, bir de çıplak ayakla! Bikila kariyeri boyunca 13 maraton tamamladı ve bunların 12’sinde birinci oldu, çıplak ayaklı şampiyon! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.