8 Mart 2022 Salı

Mücadele Hikayesi

Ukrayna'nın kuzey bölgesinde, ülkenin başkenti Kiev'e yakın bir yerde bulunan Çernobil Nükleer Santrali, tarihler 26 Nisan 1986'yı gösterirken tarihin en büyük acılarından birine sebep oldu ve o sırada bakımda olan dördüncü reaktörün patlaması sonucu büyük bir felaket yaşandı. Patlamanın etkisiyle 31 kişi öldü.
Patlamadan sonra temizlik çalışmalarında yer alanlar da öldü. Bölgeye sevk edilen ve yaşanan ölümler nedeniyle "tedbirli" olarak görev yapan Ukraynalı askerler de radyasyonun etkisiyle ilerleyen aylarda hayatlarını kaybettiler. Ancak patlamanın verdiği zarar bunlarla bitmedi. Çevreye yayılan radyasyondan sadece Ukrayna değil, çevre ülkelerde de yüzlerce, binlerce insan hatta sonraki nesiller bile etkilendi.

Oksana Masters, Çernobil patlamasından üç yıl sonra, Ukrayna'nın Hmelnitski kentinde dünyaya geldi. Geride kalan üç yıl boyunca anne karnında radyasyondan etkilenmiş olan bebeğin uzuvlarında ve birkaç organında önemli doğum kusurları vardı. Oksana'nın her iki ayağında da altı parmak vardı. Ellerinde ise başparmak yoktu ve parmak aralarında perde bulunuyordu. Sol bacağı, sağ bacağından altı santim daha kısaydı ve iki bacağını da taşıması gereken kemikler gelişmemişti. Ayrıca Oksana'nın doğuştan sadece bir böbreği vardı. Kızlarının böyle özelliklerini kabullenemeyen biyolojik anne ve babası onu reddetti.

Oksana'ya bakıcı bir aile arandı fakat hem görüntüsü hem de tedavi masrafları nedeniyle kimse onu evlat edinmek istemedi.
7 yaşına kadar Kiev yetimhanesinde yaşamak zorunda kalan kızın yüzüne sonunda felek güldü. New York'ta yaşayan Amerikalı konuşma terapisti Gay Masters, kızın fotoğrafını gördükten sonra Ukrayna'ya gelip Oksana'yı evlat edinmeye karar verdi. Evlat edinme sürecinin tamamlanmasıyla Oksana nihayet Ukrayna’daki yetimhaneden ABD'ye taşındı.
Yeni ailesi, Anne Masters, Oksana'yla beraber New York'a döndükten sonra ona hem sevgi hem de sağlık verdi.


Artık yaşamsal faaliyetlerine zarar vermeye başladığı için iki bacağı da kesildi, yerine protez bacaklar takıldı. Sol bacağını kaybettiğinde dokuz, sağ bacağını kaybettiğinde ise 14 yaşındaydı. Ancak Oksana her şeye meydan okumaya devam edip fiziksel eksiklikleriyle baş etmeyi öğrendi. Geçirdiği ikinci bacak ameliyatı sonrası doktor tavsiyesi ile kaslarını güçlendirmek için kürek çekmeye başladı.
Kürekle ilk tanışmasından dokuz sene sonra Oksana olimpiyatlara katılmaya başladı. 2012’de ABD paralimpik ekibinde bronz madalya kazandı. Ancak başarısı bununla sınırlı değildi.

Oksana, kürek alanında kendini geliştirdi. Daha fazla çalıştı, daha fazla zorladı ve sonunda profesyonel bir sporcu oldu. Kürekle ilk tanışmasından dokuz sene sonra olimpiyatlarda buldu kendini. Ancak sırt ağrıları bir süre sonra kürekten uzaklaşmasına neden oldu. Bu sefer de kayakla tanıştı. Sadece iki yılın ardından, her şeyin başladığı topraklara çok yakın bir yerde; Rusya'nın Soçi kentinde, Paralimpik Kış Oyunları'nda kayak krosta iki madalya sahibiydi: Bir bronz bir de gümüş. Ve yıl 2018'i gösterirken, hikâyesinin başladığı tarihten 20 sene sonra Kore'deki Kış Olimpiyatları'nda tarihe geçerek, altın madalyayı kazandı.Kürek haricinde hem de kayak, biatlon ve bisiklet sporunda Dünya Kupası ve Olimpiyat madalyalarını kazandı.

2018 yılında Kore'deki Kış Paralimpik Olimpiyatları'nda tarihe geçerek kayak krosta altın madalya kazanan Oksana, ilk altını annesine armağan etti. Tüm zorluklara rağmen mücadeleden vazgeçmeyen Oksana Masters, kararlılığı ve azmi ile her şeyin mümkün olduğunu kanıtladı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.