13 Eylül 2019 Cuma

Andreescu’ya Şans Verin

Serena Williams 1999 yılında ABD Açık’ta ilk şampiyonluğunu kazandığında siz ne yapıyordunuz? Hatırlıyor musunuz? Belki Grand Slam’den haberiniz dahi yoktu ya da Serena’yı destekleyen “fanlarından” biri olmaya hazırlanıyordunuz, çünkü henüz Serena’nın kortlarda esamesi dahi okunmuyordu. Belki de dünya da bile yoktunuz. Evet! Dünya da yoktunuz fakat bu şampiyonluk sizin için son derece önemliyse!
Daha ehemmiyet taşıyan biri var, çok yakın zamanda kortlarda tanıdık üstelik bir Kanadalı, Bianca Andreescu.

Toronto Raptors NBA’i fethettikten kısa bir süre sonra, Kanada tarafından spor anlamında büyük başarı gel(e)medi. Bu unvanı sürdürmek için Andreescu, sahneye çıkacaktı. Grand Slam single unvanını kazanan ilk Kanadalı olma şansını yakaladı. 
Sezarın hakkı sezara; Bianca bu noktaya “şans” kisvesi altında gelmedi. Mart ayında oynanan Indian Wells’te ilk 4 tenisçiyi yenerek “istikrar” boşluğu kontenjanından girmeye hazırlanıyor.
Bundan sadece 1 yıl önce, WTA sıralamasında 198’inci sıradayken katıldığı 25 bin dolarcık para ödüllü turnuvada ikinci turda elenen Bianca Andreescu, bugün Indian Wells şampiyonu olarak 24’üncü sıraya yükseldi. Ya sonra?

Rumen göçmeni bir ailenin çocuğu olarak Kanada’da doğduğunu biliyoruz. Elina Svitolina gibi önüne çuvalla para serilmesine rağmen ABD yerine, kendi vatanı Ukrayna için oynamayı tercih edebilirdi belki de…
Tenise 7 yaşında Romanya’da başlayan, Simona Halep’in çocukluğunda gittiği bir akademinin koçları, 16 yaşındayken Halep’le bir maç yaptırdıktan sonra, maçın ardından Halep kendisine profesyonel olmasını öneriyor ve rüya başlıyor. Andreescu’da, Kuzey Amerika ekolünün güçlü kollara sahip, etkili servisçileriyle Halep ve Nicolescu gibi Rumenler’in müthiş savunmasını bir arada görmek mümkün. 


2019 yılı adeta Andreescu için bağırıyordu; “bu yıl senin olabilir” diye. Önüne gelen her bir elemeden gelip ve bunun tesadüf olmadığını gösterdi. Çeşitli etkileyici istatistiklere adını yazdırdı. Ortaya koyduğu mental direnç ya da emsal nitelik taşıyan cinsten performanslar. Farklı benzetmelerde yok değil. Tenis tarihi bunun gibi külkedisi hikâyeleriyle dolu…
Genç bir raketin, bir şampiyonu yenmesine bayılıyoruz. Tsitsipas, Avustralya Açık yarı finalinde Federer’i yendiğinde sosyal medyanın yeni tenis ikonu haline gelmişti. Ama devamını göremedik. Yine de gelecek vaad etmeyi sürdürüyor.

Steffi Graf, Monica Seles, Serena Williams ve Martina Hingis’ten sonraki jenerasyon, özellikle 2010 sonrasına kadın tenisi dominant bir “teenage” bulamadı. Biraz kafasını uzatana “Yeni Serena mı?” yorumları yapıldı.
Indian Wells kazanan en son genç raket Maria Sharapova (2006, 19 yaş); bir Grand Slam kazanan son genç raket ise Svetlana Kuznetsova’ymış (2004, Amerika Açık) örneğin…
Bianca Andreescu bu zaferiyle; Naomi Osaka, Jelena Ostapenko, Garbine Muguruza ve Sloane Stephens gibi genç şampiyonların arasına girdi. Bu 4 isim de bugün istikrar sorunu ve turnuva seçmek gibi defolarla anılır oldu. Dileriz Andreescu, hayatındaki iniş çıkışları tenisine çok fazla yansıtmaz ve tenis tarihinde özel bir iz bırakır.

Kanadalı Andreescu, ABD Açık’ta bu yıla kadar hiç ana maç yapmadı. Ancak bu sefer roller değişti. Serena’yı 2-0’lık ciddi bir oyunla şampiyonluğun hakkını verdi.
Bu oyun devam eder mi, yıldız tribine girer mi gibi sorular yürür gider. Teniste boyunun ne kadar olduğunu anlayabilmek için ayaklarının yere sağlam basması gerekiyor! Yine de bir şans verelim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.