9 Temmuz 2019 Salı

Bisiklette Bazı Meseleler


Kendimi bildim bileli spor hayatımın her yerinde. İzledim, oynadım, uğraştım. İçine girdikçe güzelliklerinin kaybolduğunu görmüşlüğümde oldu zira aksi durumu da… Artık içine girmeye gerek yok, Twitter kafi, orada gördüklerinizle bile nefret edebilirsiniz. Hele Türkiye’de yaşıyorsanız, her yönetici, her federasyon başkanı rahatlıkla sinirinizi bozup tepenize çıkarabilir. Bir de şu Avrupa’nın geneline yayılmış bisiklet kültürünü görüp sinir katsayınız farklı boyutlara da erebilir. Seçim sizin! Ben mi? Atladım bisikletime çektim Sarıyer sahiline ve kendimi tarih yazmış kadın bisikletçileri araştırırken buldum. Sizi önden alalım.

Öncelikle cümleye bilim insanı, Bill Nye’nın sözüyle; "Bisiklet geleceğin önemli bir parçası. Olmak zorunda. Spor yapmak için spor salonuna arabayla giden toplumda bir yanlışlık var." Yakın tarihli bir örnek ile başlayalım. Downhill dağ bisikleti ile ilgili katıldığı tüm turnuvaları toz duman eden Rachel Atherton listemizin başında.
Rachel kariyeri boyunca UCI Dünya Kupası’nı domine etti ve şu an yaşayan en büyük ve en hızlı dağ bisikletçisi olarak biliniyor. Hatta birçok kişiye göre Rachel, erkekler UCI Dünya Kupası’nda da yarışsa rüştünü ispat edip ilk üç içine girebilir.

Haziran 2008'de Atherton, Elite UCI Downhill Dünya Şampiyonası'nı kazanan ilk İngiliz kadın oldu ve ikinciliği Sabrina Jonnier'i finalde 11.99 saniye geçerek mağlup etti.
Son olarak geçtiğimiz yıl sıfır yenilgi ile yeniden UCI Dünya Kupası’nı kazanan 29 yaşındaki Rachel Atherton bakalım unvanını daha ne kadar uzun süre koruyacak?
Gelecek epey aydınlık görünse de bu işin mutfağını da yadsımamalıyız. Şöyle 80’lere doğru keskin bir geçiş yapsak mesela ilk aklınıza kim bilir?



Marianne Martin 80’lerin en tartışmalı ve en popüler bisikletçilerinden biriydi. Amerikalı bisikletçi “Kadınlar İçin Tour de France” olarak bilinen ve ilk olarak 1984’te düzenlenen La Grande Boucle féminine’de yarışmış ve bu organizasyonun ilk şampiyonu olmuştu.
Kariyerinde birçok zorluk ve hastalıkla mücadele etmesine rağmen ve bu sebeple çoğu zaman tartışmaların ya da soru işaretlerinin altında olması şöyle dursun, olağanüstü performanslar vermiş ve özellikle dillere destan antrenman disipliniyle başarıya ulaşmıştı.

La Grande Boucle féminine zaferi ve o zaferin nasıl geldiği üzerine yazılmış kitap ve birçok makale de var. Kadınlar gerçekten de ilham vermeye, zoru kolaymış gibi gösterme de daha estetik bir bakış yakalıyorlar. Birçok spor dalında esamesi okunması için hep zorlu yolları aşındırdılar lakin yine de istedikleri konumdalar mı yıllardır tartışma konusu.

Nereden bakarsanız bakın, bunlar bir başarı hikayesi. Her şeyin pazarlamadan geçtiği bir dönemlerde, onlar da oyunu kurallarına göre oynayıp isim yapıyorlar. Peki ileride nasıl hatırlanacaklar?
Mesele dönüp dolaşıp ünlü bir Amerikan Bilim insanının sözüne geliyor. Tanıyacaksınız, Bill Nye "Bisiklet geleceğin önemli bir parçası. Olmak zorunda. Spor yapmak için spor salonuna arabayla giden toplumda bir yanlışlık var." Peki sizce mesele nedir?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.