Doping yapmayı savunanlar bisiklet dünyasında rastlanır bir durum oldu. Açıklamaları ise; insani güçle çıkılamayacak rampaların arkasına sığınarak "doping" yapmaya teşvik edici cümleler sarf edilir. Hiç bir şekilde doping yapanların tersini ya da itiraz edenleri göremedik. İşte bir ilke hazırlanın! Greg LeMond biz bisikletseverlerin, bisikletçilerin kısaca insanlığın hakkını koruyan kalkan görevinde. O bu aktivistliğini bilhassa Lance Armstrong'a karşı katı tutumuyla dile getirdi, getirmeye de devam ediyor.
Büyük yeteneği tek başına aktivistliğe sığdırılmaz, çok da büyük başarılar da imzası bulunuyor. Fransa Turunu kazanabilen tek Amerikalı üstelik 3 kez (1986, 1989, 1990) Armstrong'la ve Landis'in şampiyonlukları ne olacak derseniz az önce dopingle iliştirilerek "kendin ettin, kendin buldun" dünyasına dönüşüveriyor.
Daha da enteresan kısmı bu zamana dek dopingsiz olduğu düşünülen ender yarışçılar listesine birinci sıradan giriyor. LeMond takım lideri Bernard Hinault'u bisikletin geleneğinden ötürü sarı mayoyu taşıması da ayrı olarak Hinault'u 5. kez sarı mayoyu üstüne geçirmesindeki büyük payı üstleniyordu. Bu turu ikinci olarak bitirse de düzen değişmeliydi.
Bir sonraki yıl tarihler 1986'yı gösterdiğinde sararan tek şey takım arkadaşlarının yüz ifadeleriydi. Bunca yıldır, tüm emirlere uyan askerken şampiyon olmanın tadına varacaktı. Oldukça yüksek form grafiği, kararlılık ve takım arkadaşı Andy Hampsten'ın yardım eliyle ilk perdeyi aralayacaktı LeMond.
Bu birincilikle Fransa Bisiklet Turu'nu kazanan ilk ve tek Amerikalı bisikletçi oldu. Greg Amerika kıtasına son derece sınırlı ve profesyonellikten uzak Amerikalılara ölçülemeyecek başarılar kazandırdı. Kimin umurundaki sonuçta Amerika'da popülaritesi kıtaları aşmış basketbol sporu varken.
Bunlara rağmen boyun eğmeyen, başkaldıran LeMond olumsuzluklara aldırış etmeden Avrupalı bisikletçilere şans tanımıyordu. Fransa Bisiklet Turunun açılışını 1986'da yapsa da gençler kategorisi, sahne yarışları ve Dünya Yol Yarışı Şampiyonluğunun 1983 yılına dayandırıyor.
Solo çıkışıyla temposuna ayak uyduramayan rakiplerine fark atan Greg yol yarışı şampiyonu olmuştur. Buradan sonra da gözünü Tour de France dikmişti. Beraberinde izleyen başarılar, doping yapan Amerikalıları boykot etme eylemleri derken dünyanın en çok konuştuğu Amerikalı oldu.
Aslında basın bu tipteki sporcuları sevmezdi. Başarıları konuşulacak sadece sansasyonel bir haber çıkmayacaktı. O yüzdendir ki Lance Armstrong hep bir adım öndeydi. Karalar bağlayıp kenara çekilmek yerine ders vermeye devam ediyordu efsane isim. 1989 yılında yine Fransa Turunda bitime 8 saniye farkla birincilik kürsüsüne çıkacaktı. 8 saniye farkla kaybeden Fransız Laurent Fignon üzerine yapışan etiket oldu ama o her zaman daha önce 2 kez kazandığını basa basa belirtti. Yine de nafile!
Günümüzde halen daha bisiklete olan tutkusunu hem yorumculuğuyla hem de yatırımlarıyla dile getirmeye devam ediyor. Emeklilik döneminde dopinge olan aktivistliğini sınır tanımayan Greg LeMond "asla kolaylaşmaz, sadece daha hızlı gidersin" sözüyle 12'ye vurulmuş ok gibi saplıyor.
Ancak yarışlarda doping skandalları da devam ediyor. Şimdilik LeMond sesimize kulak verse de bunun sınırı yok gibi.
Bazı kişiler hikayenin ta kendisi oluyor. Ve bu hikaye spora gönül verenleri bir noktada içine alıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.