Biraz gerçeklerden biraz da temennilerle birlikte yola
çıktığımızda mutlaka varırız. Ya da öyle olmasına kesin gözüyle bakmak isteriz.
Tabi çoğunlukla böyle ilerlemez. Durumu yıllardır domine eden bir sporcu veya
takım vardır. Zira onlarda geçilmez kıvamdadır. Bu yıldız isimleri yendiğinizde
anında kahraman olmuşsunuzdur. Üstelik sadece ulusal anlamda değil dünya
çapında da!
Bu tabuları yıkan yok değil mi? Leicester City takımı
geçtiğimiz sezon bunu pek ala başardı. Futbolda artık bu duvarları kıranları
görmeye ısındık ya diğerleri…
Misal basketbol da epey yıllar oldu. Amerika’nın kırılmaz,
geçilmez durumu sinir bozucu olmaya başladı ama ilginç tarafı keyif
alabiliyoruz. Bir zamanlar kimisi yakın zamanda olmakla beraber Arjantin
Basketbol Takımı güneyin esintileriyle kırıp döküyordu. 1950 yılında
basketbolun esamesinin yeni yeni okunduğunda Dünya Şampiyonasında altın madalya
almayı başarmışlardı. Daha alışık olduğu coğrafya da Pan Amerika Oyunlarında
gümüş madalyasıyla Olimpiyatlara hazırlık yapacaklardı.
Güney Amerika Kupasında kazandıkları şampiyonluklar için
müzede yer bırakmayacaklardı. Lakin onlarında baş belası olacağı bir takım
vardı. Amerika’nın kurduğu basketbol cumhuriyeti diğer ülkeleri zorlasa da daha
yakındakilerin canını acıtmak daha kolay olacaktı.
Bu kâbustan uyanan
ülkelerin başında Arjantin’den başkası olmayacaktı. 2011 yılında FIBA Amerika
Şampiyonasında birincilik tahtına oturan Arjantin, Manu Ginobili ve Luis
Scola’nın MVP ödüllerini kendi aralarında paylaşmaları diğer takımlar için pek
hoş karşılanmayacaktı.
Scola ve Ginobili bu ödülleri karşılıksız bırakmayacak
NBA’de deyim yerindeyse parkede izini bırakacaktı. Güney Amerika’da sadece
Arjantin varmış gibi konuşmamak gerek. Brezilya Basketbol takımı da bu konuda
hiç fena sayılmaz. Yakın zamanda Güney Amerika’nın Leicester City takımı
çıkacağından hiç şüpheler yok.
Yine de Arjantin’e dönecek olursak; Ginobili,
Scola, Pepe Sanchez, Hermann gibi yıldızlarıyla 2002-2012 yılları arasındaki
rakiplerine korku salmış bir takımdı.
Bu oyuncuların muntazam saha görüşü olmasından ötürü,
çevirdikleri top ile rakip taraftarları dahi coşturdukları çok olmuştur.
Gözlerin bu efsane kadroyu aradığından dolayı Amerika’nın hükümdarlığına boyun
eğilmesi bundandır.
Beklentilerin aksine Güney Amerika’da futbolla kurdukları
net bağlantı sadece biz, olmasını diliyor ve bunun peşinden iz sürüyorduk.
Haklı çıkmak, gerçeklerimize oturtmak için…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.