Bu yılki ATP Dünya Turunda enteresan eşleşmeler fısıltılar
eşliğinde büyüyordu. Hemen hemen herkesin dilinde Murray-Djokovic çekişmesi
geçiyordu. Keza öyle de oldu. Nadal sessiz bir şekilde kendinin ayağını
kaydırdı. Zira Federer 2017’ye saklıyor. Bu su götürmez bir gerçek. Asıl
fırtınayı bir sonraki yıla öteleyen bir beden büyük tenisçiler, yerini hızı
epey yukarıdan olan “genç” isimlere bırakıyorlar. Bu aslınsa yavaş yavaş tahtı
bırakmanın da sinyalleri…
Mevzubahis gençler olunca o hikâyenin bir yerinde Dominic
Thiem ile karşılaşmanız olası. Onun hakkında; Avusturya’daki turnuvalarda parıldaması
dışında bir şey göremedik eleştirilerine maruz kalan Thiem’e son derece
haksızlık edildiğini kanıtladı. Dominic Thiem için kariyerinin en önemli
galibiyetini Kitzbuhel Turnuvasında finali 2-0 alarak başladı. Daha öncesi de var.
ITF Gençler kategorisinde (2011 yılında) dünya 2 numarasında
iken Fransa Açık’ta pek de beklenmeyen mağlubiyet sonucunda, şampiyonluk ellerinin
arasından kaydı. Thiem diğer genç yeteneklerden ayıran özelliği ise; mücadeleyi
asla bırakmaması. Bir de servisleriyle her daim oyunda kalmayı başarabilmesi. 2014
yılında dünya 101. Sırasında iken sadece 2 yıl sonra dünya 7. Olmayı başarmış
ender ganimetlerden, sessiz ve derinden çıkıp gelen Dominic, ara sıra şaşırtan
geri dönüşleri de yapmayı ihmal etmiyordu.
2014 Mayıs ayında Madrid Open’da ilk sette Wawrinka
karşısında varlık gösteremese de geri dönmeyi çok iyi bilecekti. O dönemde ATP
ilk 100 arasındayken dikkatleri üzerine çekecekti. ESPN’de dahi Dominic Thiem
cümle içinde kıyıda köşede değil ana başlık altında yerini buluyordu. Thiem’in
saf gücüne set çekmeye muktedir görünenlerde var. Bir diğer genç yetenek Sascha zverev gibi…
Murray, Nadal ve Wawrinka gibi tenis yıldızlarının
karşısında geri adım atmaması çok şahane bir referans ki onlar karşısında
hiçbir zaman sinmedi ve bu yüzdende yeni yetenek olduğuna herkesi ikna etti.
Nadal’ı da! Sık sık Nadal ile yarı finallerde karşılaşan ve birçok yönüyle de
Nadal’ı andıran Thiem çizgi gerisinden karşıladığı oyun ile toprak
tenisçilerden bir adım öne taşınıyor.
Her ne kadar kelimelerin içine sıkıştırıp, tarif etmeye
çalışsak da, net ve göz dolduran şampiyonluğa veya Grand Slam finaline
uzanabilmiş değil. Kritik anlarda sakin kalabilirse ilk üç sırayı zorlaması
şaşırtmayacak. Bence fazlasıyla Grand Slam finali oynamayı sonuna kadar hak
ediyor. Tabi burası kurtlar sofrası…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.