Şimdiki zamana bakış dünyada
futbola dair ekolden söz edebiliyorduk. Daha özeline inersek futbolda “Hollanda
Ekolü” tabirini bize öğretenler, izlettiren futbolcuları konuşmaktan hiç
çekinmezdik. Hunharca eleştirir, attıkları gollerle nefesimiz kesilebilirdi.
Veya bir duvar pasının; sıradan bir duvar pasının ne kadar zekâ dolu olabilir
ki diyerek cevapsız soruların içinden çıkmaya çalıştık.
Ancak biraz daha geçmişe dönük
baktığımızda unutulmayacak bir dizi okutan futbolcularla baş başa kalıyoruz.
Açıkçası en sıradışı ve etkileyici olanı Edgar Davids’di. O yalnızca oyun
tarzıyla değil, farklı giyimi ve gözlükleriyle bir futbol figürüydü.
90’lı yılların sonu 2000’lerin
başı itibariyle yüksek dozda heyecan yaratmıştı. Oynadığı maçlarda. Tüm
zamanların en iyi fundamentaline sahip nadir futbolcularındandır. Totalde 5
yıllık Ajax kariyerini İtalya’ya açılacak bir kapı olarak görecekti. Ki o
dönemlerde İtalyan “futbolu” konuşuyordu. Hemen hemen tüm yıldız futbolcuların
şimdilerdeki Barcelona, Real Madrid rekabetinin oyuncağı olma yolunu İtalyanlar
kullanıyordu. Keyfini çıkara çıkara… Uzun sürmeyecekti.
Ajax 90’lı yılların şahane
kadrosundan ayrılan furyaya dahil olacaktı. Dudak uçuklatarak, rekor ücretle Milan’a
transfer olacaktı. Futbolun nazarından mı bilinmez ayağı kırılan futbolculardan
olması sebebiyle Ajax dönemini arar olacaktı. Tecrübeli orta saha toparlar
toparlamaz, gelen teklifleri değerlendirdi ve yabancıya değil, Torino ekibi
Juventus’a imza attı. Çıkış yakalayan grafiğinin kaldığı yerden devamını
çekecekti.
Muhteşem refleksler, olağanüstü
top kontrolü ve de ölümcül zihinsel koordinasyon, sonucunda yeşil sahaların
dokunduğu futbol cambazıydı. Onu farklı kılan futbol anlayışını kabul ettirdi.
İyi ki de!
Lakin Glokom hastalığından (göz
tansiyonu) dolayı taktığı özel gözlüğü ve rastalı saçlarıyla ilginç bir şekilde
yakaladı bizleri. Ajax takımındayken oynadığı futbol ile hatırlatıyor kendini.
Hollanda da iken neredeyse kazanmadığı kupa, şampiyonluk kalmadı. KNVB
kupasından tutun da Şampiyonlar Ligi kupasına kadar…
İtalya’da daha çok ulusal
kupalarla yetinmeyi tercih etti. İşin aslı buna pek fırsatı olmadı. Bugünlerde
biz futbolseverlerin bu dozda futbolculara, belki yöneticilere aşırı derecede
ihtiyacı var. Hollanda ekolünün sona ermesiyle beraber başlayan depresyon yavaş
bir biçimde tedavi ediliyor. Sancıları da bize kalıyor. Evet, hala Hollanda
Futbolunun hangover’ındayım. Pardon TDK’ya göre hengosundayım. Ya siz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.