Gen dediğimiz bilimsel terim diye geçiştirip kısa yoldan bağladığımız tanımdan biraz ötede. Bakıldığında sporcu çocukların büyük kısmında ebeveynlerinde geçmişte ama amatörce ama profesyonelce mutlaka bir payı olduğunu görürüz. Bunun yanında geçmişte kişinin kendisi sporla uğraşmamış ama ne yapıp edip çocuğunun sporla bağlantılı olmasına katkı sağlayanları da unutmamak gerek.
İstisnalar kaideyi bozmaz. Bir başka boyutu da geçimini "kolay yol"dan yani spor yaparak -bu konuda futbol nasibini fazlasıyla alanlardan- sağlayanları da es geçmemek şart.
Bugün futbol dışında "geleceğin oyuncusu" olarak bakılan Caroline Wozniacki. Açıkçası teniste çok fazla gelecek vaat eden oyuncu sayılabilir. Yenileme dönemi geldi çattı sanki. Wozniacki voleybolcu bir anne, futbolcu bir baba ve erkek kardeşi de babasının yolunda ilerleyerek profesyonel futbolda koşturanlardan. Gen konusunda artık emin olunabilir bir noktadayız.
Tabi kuşkusuz gen faktörünün yanında yetenek de devreye girebilmeli. Wozniacki'nin bu zamana kadar Grand Slam şampiyonluğu bulunmamakla, kupalara da ağır çekimle "ben geliyorum" diyor.
Amerika Açık'ta iki final (2009, 2014) oynamasına rağmen bir türlü şampiyonluğa ulaşamadı. Medya etkisi de söz konusu aslında. Basın küçücük bir detayda gazetelere manşet niteliği taşıyan abartılı haberlere açık. Yine de bu onu başarısız yapmaz.
En yakın iki büyük başarısından biri tanıdık geleceğinden eminim. Bu yıl Kuala Lumpur'da aldığı şampiyonluk bir sonraki yıla olan azmini ve hasretini gösterdi. Bir de 2014'de İstanbul'da aldığı zafer tribünleri tıklım tıklım dolduran Türk seyircileri nadir görülen Wozniacki şampiyonluğunu görmeye vesile oldu.
Kendine özgü oyun stili, çift el backhand ve paralel vuruşlarıyla görsel şölene çevirdi. O hiçbir zaman Sharopova veya Williams gibi sürprizlere açık oyun sergilemekten kaçındı. Bu da başarının gecikmesinde bir sebep olabilir.
Daha da büyük başarılara imza attı, bir Grand Slam zaferi olmasa da Indian Wells, Dubai, Toronto ve Tokyo gibi turnuvalarda kazandığı zaferlerle birlikte boy gösterdi. Diğer tenisçilere nazaran ve de Grand Slam şampiyonluğu olmamasına rağmen Wozniacki bu kadar ön plana iten oyun tarzı ve hırsı oldu. İçindeki kazanma arzusu finallere kadar getirmeyi başarmış ama sonuca bir türlü getirememişti. Bundan sonrası...
Önünde bir hayli uzun yolu var ama Caroline Wozniacki yakın zamanda seyircileri şaşırtmayı başaracak. Artık özel organizasyonlarında bile Serena Williams'ı karşısında görmek istiyor. Yakın arkadaşı olması bir tarafa bu yıl kasım ayında düzenlenecek gösteri maçı için Dünya 1 numarasının karşısına geçmek için saatleri sayıyor.
Daha önce Serena ile 11 kez karşı karşıya gelen ve sadece 1 kez direnebilen Wozniacki bu maç apayrı bir yere sahip. Bu sefer bükemediği eli öpmek mi? yoksa gerçekten yeni bir yıldız mı geliyor diyebilecek miyiz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.