6 Ekim 2015 Salı

Kadın İsterse; Lizzie Armitstead

Beyaz bir çarşaf gibi yayılan rüzgar, yırtarak ilerleyen; uzaklarda belirmeye başlayan finish çizgisi, rakiplerine yaşattığı ufak bir hata dahi yapmadan pedalına basıyordu. Bazen çaktırmadan baktığı arkasına ağır ağır yaklaşan galibiyetin tebessümünü gönderiyordu. Saatlerdir süren yolculuğun sonunda kendini göstermeye başlayan kutlamalar ve alkışlar cabası. Sol tarafında biraz yüksekçe madalya merasiminin yapılacağı alan, diğer tarafta seyirciler, takım antrenörleri... Heyecanlı ama zafer var sonunda.

Ne zaman bir kadının başarı hikayesini okusam Banu Yelkovan aklıma gelir, daha da ilginç olan Socrates dergisinin (ilk sayısında) yazdığı yazıyla; eminim ki birçoğumuz anlatan noktasına, virgülüne kadar katıldığımız kalemiyle tercüme etmiş. Zihnimde oluşan profiline bir yenisini ekledi. "Doğru söze ne hacet" Bu kadar zorlaştıran, kişilere inat bir yol bulmasını bildik.

Yol bulmasını dedim ama çok manidar oldu bu. Richmond, Virginia Yol Bisikleti Dünya Şampiyonasında bayanlar klasmanında yıllardır sessiz sedasız ilerleyen Lizzie Armitstead altın madalyayı boynuna taktı. Lizzie yarışlarda hep bir dönüm noktasının peşindeydi. Zorluyordu ancak bir türlü istediğini alamıyordu. Onun için en büyük dönüm noktası -bu zamana dek- 2010'da 23 yaş altı kategorisinde altın madalyayı rüzgar eşliğinde aldı.



Bu dönemlerden önce pistte kendisi fazlasıyla zirve yapmıştı. Bu zirve 23 yaş altı kategorisinde ilk 10'da yer alan ilk bisikletçi olmasını da beraberinde getirdi. Kadınlarda da tıpkı erkeklerde olduğu gibi domine etmiş isimler görmek mümkün hale geldi. 
Şüphesiz ilk isim Marianne Vos; gökkuşağının renklerini üstünde üst üste sırtlayınca rekabetin dozunu arttıracaktı.

Madalya kürsüsünden diğerlerine selam verenler rakiplerini durdurmak kolay olmayacak. Sonuçta kadınlardan söz ediyoruz. Altın madalyayı takmayı hazmedemeyen Vos'un gözyaşlarını görmek çok daha kolay ekranlara yansıyordu. 
Kadınlar yolunu inşa ederken Lizzie'nin gelişini kimse fark etmiyorlardı. İngiltere, Olimpiyatlar derken dönüm noktasına ulaşma çabaları 3. viteste gidiyordu.



Şunu da kabul edelim ki bisiklet konusunda sessiz ama hakları konusunda dünyaya hükmediyorlardı. Lafını esirgemeyen, fırtınalar koparan Lizzie yakın dönemlerde kadın bisikletinin sorunlarını duyurmak için eline megafon alanlardandı. 
Sesini duyurmayan bisikletçileri eleştirirken alaşağı etmeyi de esirgemiyordu. 2012 yılında Londra Olimpiyatlarındaki konuşmasıyla korkusuz ve bisiklet dünyasını sarsan bir açıklama getirdi. Yankılanan sesi diğer kadın bisikletçileri de harekete geçirdi. 

Yarışlar sonrasında hayal kırıklıklarını telafi etmek için içini boşaltıyordu. Bir cümlesi ile açıklık getirelim. Perdeyi Lizzie'nin cümlesiyle kapatalım o zaman!

"Kariyerim boyunca karşılaştığım cinsiyetçilik oldukça bunaltıcı ve çok sinir edici olabiliyor. Yine de buna alışıyorusunuz. Şu anda elit bir atlet olarak yapabileceğim çok fazla şey yok. Kariyerimi noktaladıktan sonra yapabileceğimi umuyorum."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.