2 Nisan 1963’te Brezilya'nın Rio şehrinde dünyaya gelen Carlos Kaiser birçok Brezilyalı futbolcu gibi sokaklarda oynayarak futbolunu geliştirdi ve 10 yaşındayken bir scout tarafından keşfedildi, Botafogo kulübünün alt yapısında futbola başladı. Ailesi bunu bir fırsat olarak görüyor; Kaiser'in ileride profesyonel bir futbolcu olması durumunda hayatlarının kurtulacağını düşünüyordu. Kaiser de ailesiyle aynı fikirdeydi ancak futbol oynamak istemiyordu.
Botafogo'da yaklaşık 6 yıl kaldıktan sonra ilk transferini gerçekleştiren Kaiser, Meksika'nın Puebla takımına gider. İlk başlarda takımda oynar, hazırlık maçlarında forma giyer, hatta gol bile atar ama kafasına futbol oynamamayı koymuştur bir kere... Bunun için bir çözüm yolu arar ve aklına bir fikir gelir: sakatlanmak! Kaiser antrenman esnasında şut çektikten sonra sakatlandığını söyler ve bir süre oynayamayacağını belirtir. Meksika'ya adapte olmakta zorlanan Kaiser hiç oynamadan Brezilya'ya, ilk kulübü Botafogo'ya geri döner. Burada da futbol oynamadan kariyerini sürdürme peşinde olan Kaiser sakatlık dışında yeni bir formül bulmuştur.
Botafogo'nun ardından Fluminense oradan Vasco da Gama'ya transfer olur ancak aynı bahanelerle forma giymeden profesyonel futbolculuk kariyerini sürdürür.
Takım arkadaşları bile bu durumu anlatırken “Sürekli sakatlandığını hatırlıyorum.", insanları nasıl ikna edeceğini çok iyi biliyor. Sizinle konuşurken cüzdanınızı bile çalabilir!", “Tek istediği futbolcuların yaşadığı muhteşem hayatı yaşamaktı ve bunları yaparken de futbolcu olarak anılıp hiçbir sorumluluk almak istemiyordu.” şeklinde onu tanımlamıştı.
Peki nasıl bu kadar uzun süre profesyonel kalabildi? İşte bu sorunun cevabını yaşadığı bir hikaye ile anlatalım. Bangu'ya transfer olduktan sonra yaptığı disiplinsiz hareketler nedeniyle hocası tarafından ceza verilir ve maçta oynatılmayacağı söylenir. O maçta bitime 8 dakika kala takımı 2-0 gerideyken kulübün başkanı ve sahibi Castor de Andrade, hocadan Carlos'un oyuna girmesini ister. Kaiser bunu duyunca şoka uğrar, kalan sürede 8 dakika bile olsa oynamamayı kafasına koymuştur ve hemen bir plan düşünür.
Maçtan sonra soyunma odasına gelen kulübün sahibi ve başkanının gözleri bu hareketi yapan Kaiser'i arar onu gördüğünde neden kırmızı kart gördüğünü sorar ve Carlos öyle bir cevap verir ki ertesi gün yeni sözleşmeyi kapar... Başkana onu 13 yaşında kaybettiği babası gibi gördüğünü, tribündekilerin ona küfürler yağdırdığını fark ettiğini ve buna dayanamayıp kendini kaybettiğini söyler bu durum karşısında duygulanan başkan sakinleşip Carlos'a sarılır.
Kaiser için artık Avrupa'ya açılma vakti gelmiştir... Kulübün önerdiği uzatma teklifini kabul etmez ve Fransa 2. Ligi'nde Gazelec takımına transfer olur. Carlos, Fransa’ya ilk geldiğinde yıldızlar gibi karşılanır, kendisine imza töreni düzenlenir ve burada 8 yıl futbol oynamadan takımda kalmıştır.
İşte 24 yıllık kariyeri boyunca ayağına top değmeden 6 takıma transfer olan ve toplam kariyeri boyunca 61 maça çıkıp sadece 6 gol atan Carlos Kaiser'in hikayesi... Kendisi de bu durumu şu cümlelerle açıklıyor. “Oynamadım. Gerçekten hiç oynamadım. Çünkü oynamak istemedim. Ben sadece eğlenmek istedim.”
Hiç futbol oynamamış en büyük futbolcu olarak adlandırılan Carlos Kaiser'in bu ilginç hayat hikayesi 2018 yılında beyaz perdeye aktarıldı.
O sadece eğlenmek istemişti, nitekim bunu da başardı. Belli zamanlarda bu tip oyuncu çok karşımıza çıkar. Genellikle de sakatlıklar bellerini bükse de bir şekilde ayağına top değer. Kaiser tarafında işler tam olarak böyle gitmese de, onun varlığı yedek kulübesinden de olsa da, takıma hayat veriyordu. Halen daha nice büyük isimler tarafından anılıyorsa da bu da onun başarısı.