Ve Grand Slam tarihinde bir ilk başarılarak elemeden son ana kadar tüm maçları kazanan Emma Raducanu Amerika Açık’ta şampiyonluk kupasını uzun süreden sonra Birleşik Krallığa getirdi. Ama göründüğü gibi de kolay olmadı. Şayet şampiyonluk maçındaki rakibi Leylah Fernandez de en az Raducanu kadar konuşulmayı bilakis manşetlere taşınmayı hak ediyor.
Emma Raducanu Amerika’ya gelmeden hemen önce okuldaki son sınavlarını girip, üniversite yoluna adım atarken, bir yandan da ve ehliyetini daha yeni aldı. 18 yaşındaki İngiliz sporcu Amerikan Açık Tenis Turnuvasında finale kalarak şimdiden tarih yazdı. Son yıllarda Kanada tarafında yeni isimler parlarken, üstelik 18 yaşında ve daha yeni başlayan Leylah Fernandez azınlıkta bulunan sol elli oyunculardan. Evet, gelecek var dedirtiyor.
Öbür tarafta şampiyon ki esasında iki isim de oynadığı oyun, sergilediği tavırlar ile taht kurdu. Emma Raducanu, tenis tarihinde yeni çağın başlangıcı kabul edilen 1968'ten bu yana büyük tenis turnuvalarında finale kalan en genç oyuncu oldu.
Raducanu dünya sıralamasında 361'inci sıradayken ilk defa çıktığı Wimbledon kortunda son 16'ya kaldı. Temmuz ayında da, Wimbledon turnuvasının dördüncü turuna çıkarak, son 42 yılda bu konuma gelen en genç İngiliz oyuncu oldu. Raducanu neler başarabileceğinin işaretini veriyordu.
İngiliz sporcu Amerika Açık Tenis Turnuvası'nda finallere kalmayı beklemediğini söyledi. Maçlardaki kazanımları hızla artınca daha erken bir tarihe aldığı uçak biletini de iptal etmek zorunda kaldı.
Emma Raducanu, Çinli bir annenin ve Romanyalı bir babanın kızı. Kanada'da doğdu, 2 yaşında ailesiyle birlikte İngiltere'ye taşındı. Londra'da büyüdü, 5 yaşında Londra'nın güneydoğusundaki Bromley Tenis Akademisi'ne yazılmadan önce bale, binicilik, yüzme, basketbol hatta go-karting dahi yaptı.
Raducanu'nun gelişmekte olan yeteneği, az da olsa ünü dünyanın dört bir yanına salınmadan önce kortta büyülemeye başlamıştı. Oyun tarzında Simona Halep ve Li Na'dan etkilendiğini söylüyor.
2020 yılında verdiği bir röportajda, "Halep gibi atletik olmak istiyordum. Bir de Li Na. Oyununun çok büyük hayranıyım. Çok güçlü vuruşları var. Düşünce yapısına bayılıyorum. Ven de öyle olmak istiyorum" demişti. Kısa bir süre önce bir grup ünlü İngiliz isim sosyal medyada Raducanu'yu öven bir şarkı paylaştı. Oasis'in eski üyesi Liam Gallagher, Raducanu için "Tanrısal bir yetenek" nitelemesi yaptı, eski İngiliz futbolcu Gary Lineker de Raducanu'yu izlemenin "keyif verici" olduğunu söyledi.
Tek kadınlarda elemelerden gelen Emma Raducanu, önceki turlarda Petra Kvitova, geçen yılın şampiyonu Bianca Andreescu ve 4 numaralı seribaşı Çek Karolina Pliskova'yı eleyen 17 numaralı seri başı Yunan Maria Sakkari'yi 6-1 ve 6-4'lük setlerle geçerek Fernandez'den sonra yeni bir başarı hikayesiyle tenis tarihindeki yerini alacaktı.
Wimbledon'da ortaya koyduğu performansla tanıdığı Raducanu, özel davetiyeyle katıldığı turnuvada seyircilerin de desteğini arkasına alarak ilerlerken dördüncü turda sağlık sorunları yaşayınca maçtan çekilmek zorunda kalmış ve büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştı.
44 yıl sonra tek kadınlarda finale çıkan ilk Büyük Britanyalı sporcu olmayı başardı. Amerika Açık Tenis Turnuvası'nda finallere kalmayı o kadar beklemiyordu ki uçak biletini erken bir tarihe almıştı. Büyük başarılar elde etmek için yaşın ciddi bir faktör olmadığını; muazzam başarıların inanç, azim ve cesaretle atılan bir adımla geldiğini gösteriyor Emma Raducanu ve bu tarihi başarısıyla diğer rakiplerine “ace” atıyordu. Kendinize inanırsanız olamayacak başarı diye bir kavramın olmadığının somut bir şampiyonu aslında Raducanu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.