12 Ağustos 2021 Perşembe

Sınır, Gökyüzü

20 yaşındaki Venezuelalı üç adım atlamacı atlet. Madrid'te 14.69 m atlayarak yılın en iyi derecesini yaptı, diyerek manşetler attığımız Yulimar Rojas için artık daha büyük puntolu manşet atmamız boynumuzun borcu. Esasında her şey 2016 Rio’daki olimpiyatlarda kadınlar 3 adım atlama finalinde, 14.98 m'lik atlayışı ile gümüş madalya kazanarak başlatacaktı. Üstelik rakiplerine nazaran henüz pek de adı sanı duyulmayan ama gelecek vadeden bir yetenek olarak bakılan atletten ötesi değildi.
Lakin Rojas için gökyüzü, uçsuz bucaksız bir vahaydı. Daha ötesine, biraz daha ötesine “merakı” ve azmi ile getirdi kendisini buralara.

Venezuela'nın kenar mahallelerinde büyüyen bir çocuk olan Yulimar Rojas'ın atletik hüneri herkesin görebileceği kadar açıktı. Ama Güney Amerika koşullarını olabildiğince zorlamak pek de kolay olmayacaktı.
Atletizme dönmeden önce çeşitli sporlar yaptı, hemen hemen olimpiyatlarda var olan tüm disiplinlerde şansını denedi. Elbet sonunda bulacaktı, o sıçramayı. Mütevazı başlangıçlarından yılmayan 25 yaşındaki pembe saçlı yetenek, bugün toplumunun gururu ve ekonomik krize batmış bir ülkede yoksulluk çeken diğer gençler için bir umut sembolü. Ailesi ve eski teknik direktörü tarafından açıklanan go-getter tavrının bir örneği olan Rojas, Oyunlar öncesinde "Sınır gökyüzüdür," dedi.

Karakas'ta doğan Rojas, Venezuella sahil kasabası Puerto la Cruz'un dışındaki küçük tuğla ve çinko evlerin yoksul bir mahallesi olan Pozuelos'ta büyüdü. 51 yaşındaki annesi Yulecsi Rodriguez, uzun uzuvlu şampiyonun ortaya çıkmasına neden olan yakın zamanda mahalleye yaptığı bir ziyarette, "Yuli'yi pek çok sorunla dolu mütevazi bir evrende büyüttük" dedi.
Rojas, bir çocukken, evlerinin dışında bir kayaya karşı sürekli bir softbol sektiriyordu. Güçlü bacakların bir geçmişi olmalıydı. Bu kaya, Rojas'ın büyüdüğü, zamanla elementler tarafından parçalanan cılız evden geriye kalan tek şey. Rojas, çocukken, eski antrenörü Jesus Velasquez'in kendisinin ve diğer genç sporcuların bir hünnap ağacının gölgesindeki atlama çukurunu kazmaya yardım ettiğini söylediği evden bir taş atımı uzaklıktaki Salvador de la Plaza kompleksinde spor yapardı.



Küçüklüğünden beri her şeyde iyiydi: kickball (ayaklarla oynanan bir beyzbol türü), softbol, ​​basketbol, ​​​​futbol onun spor aşkı. Yol ayrımı geldiğinde Daha sonra dikkatini atletizme çevirdiğinde, sprintte, tercih yapması hiç de basit olmayacaktı. Mükemmelleşti, ancak yüksek atlama için özel bir yetenek gösterdi. 2014 Güney Amerika Oyunlarında bu disiplinde altın madalya kazandı, ancak aynı yıl üç adım atlamaya geçti. Hikayesi de bir o kadar basitti.
"Bir gün, üçlü atlamada bazı gençlere koçluk yapıyordum, çıktı, onlarla sohbet etmeye başladı ve 'Bahse girerim seni yenebilirim' dedi. Aynı şekilde atladı ... 12 metre," dedi Velasquez - ilk deneme için dudak uçuklatan bir başarı. Disiplin değiştirme kararıyla deli olmanın haleti ruhiyesiydi.

Rojas, "İyi bir çılgınlıktı... Üç adım atlamaya aşık oldum. Hayatımın en iyi kararıydı," demesinin ardından, Olimpiyat rekoru sahibi olmadan önce 2017 ve 2019'da iki kez dünya şampiyonu oldu.
Onu tanıyanlar, bunun yalnızca ham yetenek meselesi olmadığını söylüyor. Her zaman bir ötesini daha bir sıçrama daha ve bir tane daha diyerek çıktı madalya kürsüsüne.
Tokyo'daki altıncı ve son atlayışında 15.67 metrelik bir dünya rekoru kırdı ve 1995 yılında Ukraynalı Inessa Kravets tarafından belirlenen 15.50 metrelik bir önceki en iyi atlayışı kırdı. Bu Tokyo Olimpiyatları atletizm programının ilk dünya rekoruydu.

Başka uzun atlama severlere biraz olsun fikir ve ilham verebilmiş olmasını umuyor Rojas. Neler başarabileceğini düşünerek hayıflanmaktansa yaşarken ortaya koyduklarının keyfini çıkarmak, sanırım yapmanız gereken şey bu. Rojas'ta dilediğince deneyebildiği sporları denemiş, ve bunu sınırlı gökyüzüne sıdırmış... En azından şimdilik.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.