16 Aralık 2015 Çarşamba

Sevgili Ekselansları ve Radikal Kararları

Ne olduğunu hiç anlayamadık. Oysa ki tüm düzen ve gidişat olması gerektiği gibiydi. Tenis dünyası iki haftadır hiç de beklenmedik haberlerle çalkalanıyor. Aralarından birkaç tanesi var ki 2016 sezonuna mührünü bastılar. Son 2 sezondur oynadığı müthiş oyunla ve birlikte kazandıkları 11 turnuvayla son derece yaşına bakmaksızın fırtına gibi esen bir grafik çiziyordu. Çocukluk hayallerini süsleyen Stefan Edberg, aynı zamanda 2014 yılından beri çalıştığı koçu, eski dünya birincisiyle yollarını ayırdı. Hiç beklenmedik desek de; ilk anlaşmalarında Edberg’in sadece 1 yıllığına gelecek olmasıydı.

Hikayede bu sevdayla başlamıştı. İkili arasındaki ilişkiler ve Federer’e hayır diyememesi itibariyle opsiyonunu kullanarak yola devam etti. İkinci yılı sürpriz oldu! Edberg tenis sporunun unutulmaz ismi olması, herkesin onu koçluk kariyerine devam edeceğini düşündürdü. Aksine her şey iki taraf içinde olumlu yönde ilerliyor. Federer gelişiyordu. Yeni rekorlar için. 


Dünya tenis tarihinde 2004-2007 yılları arasında kurduğu hükümdarlık döneminden sonra en can alıcı sezonunu geçiriyordu. Masters’lar da aldığı şampiyonluklar ve oynadığı turnuvalar eski Federer’i geri getirmişti. Wimbledon ve Amerika Açık’ta finale kadar çıkmış, Djokovic’in rakibi olmuştu. Fakat Djokovic’e şampiyonluğu bıraktı. Ya oynadığı oyunlar, setler, maçlar ve geri dönüşleri. Gerçekten harikalar yaratıyordu.
Edberg’in etkilerini buralarda görebilmek serbestti. Zamanında en iyi file önü oyuncularından biri olan İsveçli aynı dokunuşları Ekselanslarına yaptığını izlettiriyordu.

Hakkını yememek gerek Federer, Edberg’den önceden file önündeki akıl dolu hamleleriyle, rakibine şans tanımıyordu. Ama artık veda zamanı. Geri dönüşüyle yaptığı veda. Belirsizlik olmadan bir ayrılış bu. Çünkü Stefan Edberg’in yerine gelecek isimde çok tanıdık gelecek. Hem sosyal anlamda hem de tenis oyuncusu olarak etkileyici ve aktif özne; Ivan Ljubicic. En fazla dünya üçüncülüğüne kadar uzanabilse de farklı marifetleri de mevcut.

ATP’de başkanlık ve üst düzeyde tenis koçluğu yapmış olması övgüyle bahsedilecek bir özelliği.


Federer’in daha önce de ATP yöneticileriyle bir arada çalıştığı görülmüştü. Paul Annacone ile 3 yıla yakın orta düzeyde antrenmanlarıyla yerini Edberg’e bırakmıştı. Edberg ile 11 tekler kupası ekleyen ve Grand Slam’ler de aldığı darbeler sonucunda boynu bükük ayrılmak zorunda kaldı. Halen daha koç değiştiren Federer’in hırsı ve isteği de takdire şayan. Yoluna Ljubicic ile devam edecek ancak baş antrenör olarak 2007 yılından itibaren aralarında tutkulu bağlılık oluşması da etken; Severin Lüthi ile devam etmek istemesi örneğin. Her zaman kazanmak isteyen, finallerle yetinmeyen ekselansları, hiç şüphe etmediğimiz olağanüstü yetenekleriyle bezenmiş ve sınır tanımayan öğrenme arzusuna sahip olduğunu hissediyor ve bizlere yaşatıyor.

Federer uzun yıllardır tek başına verdiği mücadele de radikal bir değişikliğe gitti. Bu yıl Rio’da düzenlenecek World Group Play-Off’lar da karışık çiftlerde Martina Hingis’in teklifine sıcak bakıyor. Hatta bir ipucu İsviçre basınında Federer’in Hingis’e evet dendiğine dair. Bu gerçekten radikal bir karar. Federer için, İsviçre tenisi için. 2016 yılı şölen kıvamında olacağı kesin bilgi. Neredeyse 13 yıllık hasret sona erecek. Sürprizlere açık ve müsterih olunmalı.
Federer bombaları bırakıp, rakiplerine göz kırpıyor. 34 yaşında belki ama hala tenis sahalarındayım diyor. Hemen hemen tüm tenis sevenlerin gönlünde taht kurduğu Federer bize bir şeyler anlatıyor.
Djokovic’le finalde eşleşip beş setlik maçlarda yenmenin formülünü anlatıyor mesela, ya da rakip kim olursa olsun. Belki de yol gösterecek bir ışık, teknik adam veya sevgili Roger Federer'in bitmeyen tenis randevularını.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.