Ne olduğunu hiç anlayamadık. Oysa ki tüm düzen ve
gidişat olması gerektiği gibiydi. Tenis dünyası iki haftadır hiç de beklenmedik haberlerle
çalkalanıyor. Aralarından birkaç tanesi var ki 2016 sezonuna mührünü bastılar.
Son 2 sezondur oynadığı müthiş oyunla ve birlikte kazandıkları 11 turnuvayla
son derece yaşına bakmaksızın fırtına gibi esen bir grafik çiziyordu. Çocukluk
hayallerini süsleyen Stefan Edberg, aynı zamanda 2014 yılından beri çalıştığı
koçu, eski dünya birincisiyle yollarını ayırdı. Hiç beklenmedik desek de; ilk
anlaşmalarında Edberg’in sadece 1 yıllığına gelecek olmasıydı.
Hikayede bu sevdayla
başlamıştı. İkili arasındaki ilişkiler ve Federer’e hayır diyememesi itibariyle
opsiyonunu kullanarak yola devam etti. İkinci yılı sürpriz oldu! Edberg tenis
sporunun unutulmaz ismi olması, herkesin onu koçluk kariyerine devam edeceğini
düşündürdü. Aksine her şey iki taraf içinde olumlu yönde ilerliyor. Federer
gelişiyordu. Yeni rekorlar için.
Dünya tenis tarihinde 2004-2007 yılları arasında kurduğu
hükümdarlık döneminden sonra en can alıcı sezonunu geçiriyordu. Masters’lar da
aldığı şampiyonluklar ve oynadığı turnuvalar eski Federer’i geri getirmişti.
Wimbledon ve Amerika Açık’ta finale kadar çıkmış, Djokovic’in rakibi olmuştu.
Fakat Djokovic’e şampiyonluğu bıraktı. Ya oynadığı oyunlar, setler, maçlar ve geri
dönüşleri. Gerçekten harikalar yaratıyordu.
Edberg’in etkilerini buralarda görebilmek serbestti.
Zamanında en iyi file önü oyuncularından biri olan İsveçli aynı dokunuşları
Ekselanslarına yaptığını izlettiriyordu.
Hakkını yememek gerek Federer, Edberg’den önceden file
önündeki akıl dolu hamleleriyle, rakibine şans tanımıyordu. Ama artık veda
zamanı. Geri dönüşüyle yaptığı veda. Belirsizlik olmadan bir ayrılış bu. Çünkü
Stefan Edberg’in yerine gelecek isimde çok tanıdık gelecek. Hem sosyal anlamda
hem de tenis oyuncusu olarak etkileyici ve aktif özne; Ivan Ljubicic. En fazla
dünya üçüncülüğüne kadar uzanabilse de farklı marifetleri de
mevcut.
ATP’de başkanlık ve üst düzeyde tenis koçluğu yapmış
olması övgüyle bahsedilecek bir özelliği.
Federer’in daha önce de ATP yöneticileriyle bir arada
çalıştığı görülmüştü. Paul Annacone ile 3 yıla yakın orta düzeyde
antrenmanlarıyla yerini Edberg’e bırakmıştı. Edberg ile 11 tekler kupası
ekleyen ve Grand Slam’ler de aldığı darbeler sonucunda boynu bükük ayrılmak
zorunda kaldı. Halen daha koç değiştiren Federer’in hırsı ve isteği de takdire
şayan. Yoluna Ljubicic ile devam edecek ancak baş antrenör olarak 2007 yılından
itibaren aralarında tutkulu bağlılık oluşması da etken; Severin Lüthi ile devam
etmek istemesi örneğin. Her zaman kazanmak isteyen, finallerle yetinmeyen ekselansları, hiç
şüphe etmediğimiz olağanüstü yetenekleriyle bezenmiş ve sınır tanımayan öğrenme
arzusuna sahip olduğunu hissediyor ve bizlere yaşatıyor.
Federer uzun yıllardır tek başına verdiği mücadele de
radikal bir değişikliğe gitti. Bu yıl Rio’da düzenlenecek World Group Play-Off’lar
da karışık çiftlerde Martina Hingis’in teklifine sıcak bakıyor. Hatta bir ipucu
İsviçre basınında Federer’in Hingis’e evet dendiğine dair. Bu gerçekten radikal
bir karar. Federer için, İsviçre tenisi için. 2016 yılı şölen kıvamında olacağı
kesin bilgi. Neredeyse 13 yıllık hasret sona erecek. Sürprizlere açık ve
müsterih olunmalı.
Federer bombaları bırakıp, rakiplerine göz kırpıyor. 34
yaşında belki ama hala tenis sahalarındayım diyor. Hemen hemen tüm tenis sevenlerin gönlünde taht kurduğu Federer bize bir şeyler anlatıyor.
Djokovic’le finalde eşleşip beş setlik maçlarda yenmenin
formülünü anlatıyor mesela, ya da rakip kim olursa olsun. Belki de yol
gösterecek bir ışık, teknik adam veya sevgili Roger Federer'in bitmeyen tenis randevularını.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.