Daha öncede belirtmiştim, futbol takımları sadece para
kazanmak dışındaki futbolcu yetiştirmek gibi artılarıyla ön plana çıkıyor.
Hatırlasanız Porto Futbol kulübünü kaleme almıştım. Ne hikmetse adını futbol
fabrikası olarak nitelemekten alıkoyamıyorum. Dünya yıldızlarının geçidi,
mabedi. Bu belli bir zaman dilimi içinde geçerli değil. Halen daha futbol okulu
vizyonuyla emin adımlarla ilerliyor. Bir benzeri de Türkiye sınırları
içerisinde. Biraz güneye doğru, çok da ilerletmeyin rotanızı. İzmir'e doğru
gelin ve o noktada mola verin.
İhmal edilen İzmirspor tam olarak konum. Altınordu, Altay, Bucaspor, Göztepe,
Karşıyaka takımlarının haberlerini pekçe dile getiriyoruz. Esbabı
mucibenin ne olduğunu bilmeksizin
Göztepe-Karşıyaka derbilerini Süper Lig lezzetindeki heyecanıyla izlememiz
açıklıyor esasında. Belki de sebebini bilmediğimiz merak bizi teşvik ediyor,
İzmir derbisine.
Yana yakıla konuşulan İzmir takımları içerisinde İzmirspor
neden yer bulamamış? Elbette ki yazılıp, çizildiği kadar kolay değil. Böyle de
tadı çıkmaz diye tahmin ediyorum. Fakat İzmirspor’un doğuşundan beri bizi
“ilkler” tablosu karşılıyor.
İzmirspor 1962-63 kadrosu |
Şaşkınlık mı? Evet, o da burada. Öncelikle biraz sofistike
biraz tarihi bir gezintiye çıkalım İzmir sokaklarında. Bir mahalle düşününki,
semtin sakinleri ve okumuş insanlarının bir araya gelerek futbol takımı
oluşturduklarını. Hani deriz ya eskiden mahalle kültürü böyle miydi diye
hayıflanırız. 1923 Eşrefpaşa semtinde “Altınay” adıyla ilk futbol oluşumunun
taslağını ortaya çıkardılar.
Daha sonraları Altınay ismi fazlasıyla evrim geçirerek
İzmirspor adını almıştır.
Girdiği rekabetlerde oyunlar sertleşince iki kulübü
birleştirerek tek çatı altında toplaya toplaya ilk doğuştaki yapı ve anlayış
değişime ayak uydurmak zorunda kaldı.
Yani bir anlamda çekişme ve sertliği hesaba katınca
Galatasaray ve Fenerbahçe takımların birleşmesi gibi bir anlayışla karşı
karşıya kalınmış. Radikal kararların doğuşu! Bir dönem Göztepe ile birleşerek
“Doğanspor” daha sonra fazla samimiyet tez ayrılık getirmesiyle yoluna tek ve
“Ateşspor” olarak devam etti. Ancak bu devamlılığında ateşi sönünce yoluna eski
ve güvendikleri isim “İzmirspor” olarak yola koyuldular.
Bu yolda Porto etkisi yaratan futbol kulübü olacaklarından
habersiz. Damlacıkspor ve Yün Mensucat rötarlı geldiği İzmirspor’u benimseyen
adı.
Doğduğu, büyüdüğü şehir, gol kralı, ilk göz ağrısı İzmir’i
bırakıp futbol sevdasının peşinden koşan taçsız kral. Metin Oktay! Ne söylense
az, gözlerinize inanamadığımız goller ve en nihayetinde gol kralı. Hiç şüphesiz
akıllara ilk gelen Fenerbahçe karşısında attığı golle ağları yırttığını
hatırlıyorsunuz. Kişiliği, naifliği, geldiği yeri unutmayan Galatasaray
takımına tutkusu, bağlılığıyla biliyoruz.
İşte o yüzden kelimelere sığdıramıyorum, sığdıramıyoruz.
Onun halefi ise Galatasaray’da oynadığı Tanju Çolak olacaktı. Yekta Kurtuluş,
Semih Şentürk, Hazma Hamzaoğlu, Tarık Gencay, Seyfi Talay ve yine İzmirspor’da
emek vermiş Mesut Bakkal gibi mühim futbolcuların orta nokta da buluştukları ve
Türkiye futboluna kazandırdığı unutulmaz oyuncular yetiştirmiştir.
Onların misyonunda ve futbol anlayışında tıpkı Porto'daki gibi yetiştiricilik kültürü yatmaktadır. Aynı zamanda Türkiye 1. liginde resmi maç
yapan ilk kulüp, galibiyet alan ve ilk golü atan takım olarak da literatüre
geçmeyi başarmıştır. Şu sıralar Bölgesel Amatör Lig de top koşturmaları
yanıltmasın. Uzun yıllar 1. lig de oynadıktan sonra sponsor desteği bulamayınca
düşüş başlamış oldu. Yine de anlam veremiyorum.
Göztepe, Karşıyaka gibi takımlar birbirleri var oldukları
için yukarıya taşıdılar. Neden İzmirspor yok? Bu denli büyük isimleri futbola
kazandırmışken, az önce verdiğim molayı sonlandırıp harekete geçmek istiyorum.
Bir zamanlar İzmirspor çatısı altında birleştikleri İzmir takımlarına
istinaden.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.