Tenis tarihinde efsane olmuş isim çoktur. Bir de tenisi sevdiren isimler vardır, bunların içinde o tenisçilerin yeri apayrı. Zaten futbol gibi bir sporun acımasızca kasıp kavurduğu sahalarda kendine yer edinmek bu denli zorken.
Tenisi sevin sevmeyin birçoğumuzun tanıdığı bir isimdir Navratilova. Maç esnasında sizi sürprizlere açık bırakır. Son vuruşlarında hep bir gizem saklar. Harika savunmasıyla izleyenleri hayran bırakır.
Bunun dışında ezeli rakibi Chris Evert ile yaptığı maçlarda bambaşka bir ilham kaynağı etkisi yaratır. Onu sadece izleyenler ya da hayranları örnek almaz aynı zamanda meşhur Martina Hingis'i deyim yerindeyse yeniden doğmasında sihirli değneği ile dokunur.
Hingis örnek aldığı Navratilova gibi kariyerinin zirvesine tırmanıyordu. Onun için tek bir sorun vardı. Kazanamadığı tek Grand Slam turnuvası olan Fransa Açığı kazanmaktı.
Hatta o kadar ileriye gitmişti ki kazanmak için her yol mubahtır felsefesini benimsemiş bir ruh haliyle geçmişti karşımıza.
Bu felsefesini sürdürmek karşıdaki Steffi Graf olunca pek de işlemeyecek türdendi.
Fransa Açık finalinde maç istediği seyirde ilerlerken ikinci sette maç anlamını değiştirdi. En azından Hingis için.
Hingis her tenis maçında görülen, tartışmalı topun çizgiye değip değmediği polemiğini sürdürdü. Gözünü bürümüş şampiyonluk, hırsını alamayıp Graf'ın kortunun olduğu bölgeye geçince üzerine ceza puanı alması gecikmedi.
Hırsının kurbanı olacağının farkında olmayan Hingis gergin ve sinirli tavrının nasibini seyirciler tarafından da alacaktı. Böylece seyirciler yoğunluğunu ve tarafını Graf'a çevirince işler çığrından çıkacaktı.
Tek arzusu "o maç" için şampiyon olmakken sinirlerini motivasyonunun parçası haline dönüştürmesi, mağlubiyet şarkısına dönüşecekti. Asıl şaşırtıcı olan ise bu şarkıyı maçın sonunda bağıra çağıra söylüyor olmasıydı.
Maçı kaybeden Hingis öfkeyle kortu terk etmesi kaçınılmaz oldu. Daha sonra gözyaşlarına hakim olamayınca hüngür hüngür korta geri döndü. Bir daha hiç bir zaman bu arzusunu gerçekleştirmedi.
Teniste pek de alışık olmadığımız bu görüntü, zirveye ulaşma çabalarının geldiği dramatik nokta.
Doğru enerji ve etkili iletişimin farkında olmasa da önemini vurguladı Hingis. Çok da hoş örnek olmasa da büyük ihtimal bu maçı tekrar tekrar izlediğinde yanakları kızarıyor veya haline gülüyordur. Kim bilir!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.