17 Ağustos 2015 Pazartesi

Dünya Bisiklet Şampiyonası Öncesi/Sonrası

Gerçekten de bisiklet dünyasındaki insanlar "deli" olmalılar. Rampa aşağı rüzgarı hissettirip her şeyi unuttursa da bunun tersini düşünmek bile rüyadan uyandırıyor insanı.
Bir günde olsa kendinize tatil verdiğinizde ertesi günü canınıza okuyor. Ne demişler taşı delen suyun gücü değil sürekliliğidir diye. Pedal çevirenler bu konuda tartışmasız doğruluğunu kanıtlar.
Sıradışı hayatlarını son olarak renklendirip yıl sonunu getirirler.

Biz amatör bisikletçiler bu renklendirmeyi sadece satın alarak moral bulsak da asıl olan profesyonel bisikletçinin kariyeri boyunca "Gökkuşağı mayo" elde etmek için varını yoğunu ortaya koymaktır. Böyle basitmiş gözükse de bisikletçiler için onurun mücadelesi, ertesi yılın gökkuşağı mayoyla yarışmanın gururudur. 
1 yıl boyunca omuzlarında formayı terletmenin emeklerinin sembolüdür aslında.



Dünya şampiyonasının daha da şık ve çekici olmasının nedeni de farklı bir coğrafyanın kokusunu çekmesi, farklı noktaların cazibeli ruhunu alıyor olmasıdır. Dağ, yol ya da zamana karşı her tarzda bisikletçinin gözdesidir Dünya Şampiyonası.
Bir de şampiyonluğu parselleyenler vardır. Mark Cavendish gibi! Vardır da her şey bu kadar güllük gülistanlık değil, bir de lanetini birlikte taşır.

Bisiklet dünyası bu lanetle çalkalanır. Nedir bu esrarengizlik! İnanışa göre, bu mayoyu omuzlarında taşıyan bisikletçi bir sonraki sezonu kasvetli ve geri dönüşü olmayan yıl olarak geçirir.

Aslında bu laneti doğrulayan sırlarla dolu örneklerle de var. Stan Ockers, gökkuşağı mayoyu sırtlarken ki heyecanını bir sonraki yıl hayatını kaybetmesi lanetin ilk örneği olarak kabul edilir.



Tom Simpson çok ilginçtir ki aynı sonu o da görür. Daha acısı olan zorlu süreçleri geçirip mayoyu sırtlamışken ya da tadına varacakken geçirdiği kaza sonucu hayata veda eder.
Trajik ve dram dolu renkli mi yoksa siyah mı olan mayo üzüntüler silsilesine döner. Tabii ki de hep böyle süre gelmedi.
Zaferler, unutulmayan sevinç çığlıkları da yok değil. Zamanı biraz geriye saralım. Biraz dedim ama şöyle 2. Dünya Savaşına doğru.

Fransız bisikletçi Georges Speicher Dünya Şampiyonu olmayı başarmıştı. Küçük bir ayrıntı; Şampiyona o yıl Fransa'da düzenlenince fırsatı lehine çevirmeyi de gözler önüne sermiş oldu. Şimdi de daha büyük ayrıntı ya da soruna gelelim. 
İlk başta Fransa Milli Takım görevlileri sebepsizce Speicher'i şampiyonaya dahil etmeme kararı alır.

Hayal kırıklığı kapısını çaldığı sırada takım arkadaşı rahatsızlanınca kapının kilidi sonuna kadar açılmış oldu. Görevlilere cevap verme arzusuyla yanıp tutuşan Speicher müthiş performansıyla zafere yürüdü. 
Günün sonunda kadehini milli takıma kaldırırken birçok ironi barındıran günlerin şerefine dercesineydi.

Yeni lezzetlere, mucizelere aç bekleyen şampiyona bu yıl neden birine imza atmasın? Neden bir türk sporcu olmasın? 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.