Doktorunuz size kanser olduğunuzu söyleyip bir de bu kadar acımasızlık yetmezmiş gibi beyne ve akciğerlere sıçradığını belirtse de, ölümcül vuruşu bu duyduklarımızın şokuyla yaşarız.
Doktorların sizin hayatınız için ömür biçerken, kaya gibi durmayı başarabilmek bile büyük meziyet. Bundan başka ülkeniz adına olimpiyatlarda hız kesmeyen bir bisikletçi iseniz, ekstradan sizi geriden başlatıyor.
Bisikletçiliğin karakterini birçok kez değiştiren, bakış açısı optimist biri olarak yaşamını her daim sırtlayıp pozitife çeviren Lance Armstrong. Benim içinde çocukluğumuzun bir numaralı ismi olmayı başarmış, ne zaman ismini duysak dikkat kestiğimiz ve centilmenlikleriyle hanesine hep +1'i eklemiş bisiklet kurdu o.
Yaşama şansını boynunu bükerek olmayacağını çok iyi bilen Armstrong derhal ilk ameliyatını olup, beynindeki tümör temizlendi ve akciğerlere yoğun programla kemoterapi uygulandı. Sadece bu yaşadığı acı veren süreçler dahi insanı pes ettirmenin kıyısına getirecek zorlukta.
İlk başlarda ruhen ve zayıflayan bisiklet adam ilerleyen günlerde azminin ve hırsının peşinden gitmeye karar verdi. Her ne olursa yolundan asla dönmeyecek ve hayallerini süsleyen Fransa Bisiklet Turunun şampiyonu olacaktı.
Armstrong, aydınlatılan perde arkasındaki gölge gibiydi. Adım adım hayallerine pedal çeviriyordu. Bu kadar kolay olmayacağını da biliyordu. Bedenini sarmış kanserin pençesinden arınmış kararlığı sayesinde yaklaşık 3 hafta süren yarışta şampiyonluğu kimseye kaptırmayacaktır.
Kanserin onu yenmesi yerine yıllarca başarıları ile gündemden düşmeyen bisiklet dahisi yapmıştı. Kolay kolay kazanamayacağını bildiği Fransa Bisiklet Turunun istikrar çizgisini dengeleyerek başlayacaktı. Genel klasmandaki yerini doğrultup yukarılara tırmanmaya başarmıştı.
Bu arada gönlünün kapılarını açık bırakan Armstrong evlenmişti. Aşk tüm vücudunu sarmakla kalmamış ona çocukluk hayali Tour de France'deki ilk şampiyonluk anahtarını vermişti.
"Kazanmak" kelimesini kaleme dolayıp kağıda dökmek kolay tarafı. Armstrong Fransa Turunu oldukça zor olan dağ etaplarıyla farklılığını konuşturuyordu. Çaresiz diğerlerine izlemek kaldı.
İnsana gerçekten de ilham kaynağı olmuyor mu? Ölümün yanı başındasınız, ayağa kalkıp dünyanın en prestijli ve zorlu etaplarından oluşan turdan şampiyon olarak dönüş yapması bizleri kendine hayran bırakıyor.
Bu başarılar beraberinde bir takım dedikoduları da doğurdu. Kanser tedavisinde kullandığı ilaçların doping etkisi yarattığı söylemleri kısa sürede eleştirilere maruz kalmasına sebep oldu.
Arka arkaya 2 yıl Fransa'da şampiyonluğu kutlarken bir yandan da Olimpiyatlarda bronz madalyanın tadına varıyordu.
Fazlasıyla spekülasyonlarla boğuşurken ünlü bisikletçi yakın rakibiyle meşhur dağlık etabı bitişe yakın açık ara paylaşıyorlardı. Lakin rakibi uçurumdan yuvarlanmak üzereyken çekip yarışı kazanmak yerine yardım etti.
Centilmenliğin ve insanlığını bir kenara bırakmayan Lanca Armstrong her şekilde şampiyon olmayı başardı.
Ardı arkası kesilmeyen başarılar, şampiyonluklar, etap birincilikleri onu zafer sarhoşu yapmıştı ne yazık ki. Doping yaptığı iddiaları ile çalkalanırken bundan 2 yıl önce açık bir şekilde doping yaptığını doğruladı.
Ve gitti bizim çocukluk hayallerimiz.
Ayrıca adına kurulmuş "Livestrong" vakfı ile kanserli hastalara ilaç oluyor. Bazı olumsuzluk silsilesi onu sarsa da, bizim hayallerimizi de yıksa da. Yeri bir başka itiraf etmeliyim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.