9 Temmuz 2021 Cuma

Danimarka Farkı

Euro 2020’yi taze taze izlerken, Danimarka’nın başarıya giden temel taşlarında, 29 yıl önceye gitmemek mümkün değil. Richard Möller Nielsen’le destansı bir Avrupa şampiyonluğu yaşayan Danimarka, o yıllardan bu yana aradığı yeni kahramanını buldu diyebilir miyiz? Bunun cevabını verecek bir kişi son bir aydır dillerden düşmeyen bir isim: Kasper Hjulmand.
İskandinav ekibi Danimarka, Euro 92’yi gidebilmek için çetrefilli yollardan geçmiş, eleme gruplarında Yugoslavya’nın arkasında kalarak turnuva biletini kaçırmıştı. Rakibinin şampiyonadan men edilmesiyle yalnızca bir hafta kala davet almış ve pek de hazırlık yapma fırsatı bulamamıştı.

Evet, Danimarka, hatta Dünya futbolunun en iyi futbolcularından biri olan Michael Laudrup, 1992 Haziranı’nı plajda, elinde birası ile deniz kenarındaki şezlongunda geçiriyordu. Sanılanın aksine diğer Danimarkalı futbolcular Laudrup’un yanında değildi. Danimarka takımı, Avrupa Futbol Şampiyonası’na iki hafta kala sıkı bir kamp dönemindeydi ve Bağımsız Devletler Topluluğu ile oynayacağı maç için hazırlanırken kulaktan kulağa yayılan “Yugoslavya turnuvadan ihraç edilirse Danimarka İsveç’e gidecek” haberinin doğrulanmasını bekliyorlardı. Nitekim öyle de oldu.
Esasında insanlara etkileyici gelen plaj hikâyesi kadar olmasa da daha önemlisi Danimarka’nın turnuvaya katılımı başlı başına bir film senaryosuydu.

Danimarka takımı eleme gruplarının ikinci maçında Kuzey İrlanda ile berabere kalıp üçüncü maçta evinde Yugoslavya’ya 2-0 kaybetmişti. Başta takımın en iyi oyuncusu Barcelonalı Michael Laudrup ve kardeşi Brian Laudrup, Liverpool’un yıldızı Jan Molby ile birkaç futbolcu daha milli takımı bırakmış, tüm Danimarka basını ve taraftarı teknik direktör Richard Moller Nielsen’i istifaya davet etmesine rağmen Nielsen bunlara kulak asmayıp, yola devam etti. Hemen sonraki ilk maçta evinde kaybettiği Yugoslavya’ya karşı Belgrad’ın kulakları sağır eden ortamında 2-1’lik bir galibiyet alan Danimarka kalan dört maçını da kazanmış, en sonunda da bekledikleri kararla İsveç’te yapılan Avrupa Şampiyonasına katılmışlardı. Turnuva aynı film senaryosunun devamı niteliğinde başlamıştı.



Önce İngiltere ile 0-0 berabere kalan Danimarka, ikinci maçta ev sahibi İsveç’e 1-0 kaybetmiş ama son maçta turnuvanın mutlak favorilerinden Fransa’yı 2-1 yenerek gruptan çıkmıştı. 2-2 biten Hollanda yarı finalindeki penaltı vuruşlarında Marco Van Basten’in penaltısını Schmeichel çıkarmış, bu inanılmaz filmin mutlu sonla bitmesi için kalan son 90 dakikada Danimarka, Almanya’ya karşı neredeyse tüm dünyanın desteğini alıp şampiyonluğa ulaşmıştı. Muhtemelen o gün Danimarka futbol tarihinin en iyisi Michael Laudrup plajda yeni bir bira siparişi vermek için birileriyle göz göze gelmeye çalışıyordu.
Maç sonu finalin kahramanlarından Peter Schmeichel’ın zaferin sarhoşluğuyla söylediği o tek cümle aslında Danimarka için bu masalın özetiydi; ”Hâlâ ne yaptığımızı anlamış değiliz.”

Danimarka 1982 Dünya Kupası elemelerini geçememesine rağmen turnuvada şampiyon olacak İtalya’yı elemelerde 3-1 yenerek dikkat çekmişti. EURO 84’e gelindiğinde Danimarka turnuvaya katılmış ancak yarı finalde normal süresi ve uzatmaları 1-1 biten maçta penaltılar sonunda İspanya’ya yenilerek evine dönmüştü. 1986 Dünya Kupası gruplarından 3’te 3’le çıkıp son 16’ya kaldılar. Gruptaki son maçlarında Dünya Kupalarının gediklisi Uruguay’ı 6-1 yenerek adeta gövde gösterisi yapmışlardı. Son 16 turunda yine İspanya’ya yenilerek turnuvadan elenmişlerdi. EURO 84 ve 1986 Dünya Kupası’nda yaptıklarıyla kendi çapında zirveyi görmüştü Danimarka. Ancak EURO 88’e katılıp grupta 3 maçta puan alamayan ve 1990 Dünya Kupası’na katılamayan Danimarka birkaç sene içerisinde de dibi görmüştü.

Şimdi ise bu grafiği oynadığı futbol ile yukarıya taşıma zamanıydı. Bundan çok da uzak olmayan yıllarda Danimarka’da zamanın durduğu yıllarda nasıl domine ettiyse, EURO 2020, hiç kuşku yok ki Danimarka futbol tarihinin unutulmaz turnuvaları arasında yer alacak. İskandinav ekibi şimdilik yarı finalde. Rakipleri, turnuvada hiç gol yemeyen İngiltere. ‘Mucizelerin ülkesi’, Hjulmand önderliğinde bu yürüyüşü de kupayla kapatabilecek mi? Keyifle seyrediyor olacağız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.