Cemil Usta'nın kariyer vedasına en kötü takımdan farklı
bir mağlubiyet almış kadar uzağız ve aslında bununla pek ilgilenmiyoruz. Peki
neyle ilgileniyoruz?
Cemil Usta’nın oynadığı bir futbol maçını izlemek için
geçmişten bugüne bazı sebeplerimiz oldu. Rakibinin kafasını karıştıran, kaç
kilometre hızla koştuğu, topu sanatını icra eden bir ressamın fırça darbeleri
gibi vurması, kolundaki pazubandının anlamı ifade eden ya da en basitinden
formasıyla verdiği savaş, bunlardan bazılarıydı. Ve 12 yıldan fazla bir süredir
Cemil Usta’yı çeşitli sebeplerden izledik. Bazılarımız kaybetmesini,
bazılarımız kazanmasını isteyerek. Ve belki de adını ilk defa duyduğumuz şu
günlerde. Vefa sorusu başı çekiyor!
Neden? Çünkü Usta futbolu noktaladığı yıllardan 2003
yılına kadar hatta 2019-2020 futbol sezonuna kadar esamesi okunmayacak kadar
bilinmiyordu.
1967 yılında Trabzon'un Gençlerbirliği takımında futbola
başlayan, burada da üç sezon top koşturan Cemil Usta, o dönem 2. Lig Kırmızı
Grup'ta mücadele eden Trabzonspor'a transfer olacaktı. 1973-74 sezonunda
Karadeniz ekibinin 1. Lig'e çıkmasında önemli pay sahibi olan Cemil Usta'ya
sezon sonu efsanesi olacağı kulübün kaptanlık pazubandı verilmişti bile.
Buraya kadar sorun yok. Aslında bildiğimiz rutin bir
sporcu girişi, peki ya sonra? Nasıl oldu da Trabzonspor’un kupalarla dolu
tarihinin simgesi, Türk futbolunda devrim yaratan kadronun baş aktörlerinden
birine evrildi...
İşte bu sorunun cevabı o dönemki Avrupa’ya açılış
serüvenin kırmızı kurdelesini kesecekti.
Trabzonspor kaptanı olarak 1. Lig'de iki şampiyonluk
yaşayan Dozer Cemil, hem takımın sembol oyuncularından biri olmayı başarmış,
hem de takımın en önemli oyuncusu olmuştu.
Öyleki, 1976-77 sezonunda Trabzonspor'un dünya devi
Liverpool'u sahasında 1-0 mağlup ettiği müsabakadan penaltıdan attığı golle
takımını galibiyete taşımış ve kulübün tarihine adını yazdırmıştı.
1978-79 sezonunda ise artık 32 yaşına basan Usta, kulüp
satış listesine girerken, 'Ben Trabzonspor'un kaptanıyım. Başka bir takımın
kaptanının arkasında sahaya çıkamam' diyerek futbolu bırakmıştır. Bu noktada
vefa kelimesini irdelemek gerekiyor.
Ne kadar romantik olursanız olun, yaptığınız işin bir
noktadan sonra mekanikleşmesi anormal bir durum değil. Ancak bu denle
benimsenmiş takım ve oyuncunun vedası son noktayı koymamalıydı.
Cemil Usta’nın yazısı, bunlardan çok daha fazlasıyla
alakalı ve çok daha başka şeylere de dokunuyor, sadece şu an burasıyla
ilgileniyorum çünkü bu sene Cemil Usta sezonu. Son takımı ya da ilk takımı
olacağını söylemesinin özel bir anlamı var. Kariyeri, başarıları,
başarısızlıkları, iniş ve çıkışları değil mesele. Elbette onlar da önemli fakat
olay burada başka bir şey var. “Vefa” veya adını unuttuğumuz romantik bir
kelime de olabilir. Adını siz koyun!
Cemil Usta kendisi gibi takımın efsanelerinden Kadir
Özcan ile birlikte 14 Ağustos 1983 yılında Orduspor maçının ardından jübilesini
yaparken taraftarların 'Dozer Cemil'i olarak futbola veda ediyordu.
İlk Milli maçına 22 Eylül 1976 yılında Bulgaristan ile
oynanılan 2-2 beraberlikle sonuçlanan özel maçta formasını giyerek çıkan Cemil
Usta, bu maçtan üç hafta sonra oynanılan İrlanda maçı ile de son kez Milli
formayı terletmiştir. Sezona adını verene kadar kaçımızın bi haber olduğunu
tahmin ediyorum. Şans verin. Hoş geldin Cemil Usta sezonu!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.