“Psikolojik olarak her zaman hazır olan, bir grup
savaşçıyız. Kariyerleri boyunca bir şey başaramayacağı düşünülen ve saygı
görmeyen oyunculara sahibiz. Bunu motive olmak için kullanıyoruz.” Bu
söylenenler hakkında pek fazla bir şey anlatmıyordu. Zira, Boston Celtics
takımına geçtiğinden beri Isaiah Thomas farklı bir tarafını dile getiriyor.
Esasında Thomas adeta kendi şansını yaratanlardan.
Ona karşı yapılan saygısızlık ve küçük görmelerine
karşın, inananları boşa çıkarmayacağını çok iyi biliyordu. En başta da
kendisini! Rakiplerine bakıp, isimlerinin altında ezilmeyen, aksine 60. sıradan
draft edilmesine rağmen Sacramento Kings’te bench minderlerine bırakılmasına ya
da Phoenix Suns’ta değer görmemesine kadar savaşacaktı parkede. Aslında böyle
bir sıralama yapmadan evriminden bahsetmek yanlış olurdu.
Pek de ilk beşte yer alamayacak isimlerin arkasında
beklerken, Boston Celtics yöneticileri onu kıskacına almıştı bile. Celtics’teki
başlangıç gününde, Isaiah Thomas’a –sen takıma değil, takımı sana göre
uyarlayacağız- konuşması, sahaya çıktığı her dakika da kendini takas yapan
Phoenix Suns’ı depresyona sürüklediği tescillendi.
Isaiah boyu itibariyle de (1.75) aşağılanmakta alıkonulmak şöyle dursun, basketbolun sadece fiziki koşulların değil, kalben ve akıllıca
oynanacağını ispatladı.
Ve bir de ne denli duyguların saklanamayacağını… Thomas'ın kendi yaşamında başarıyı yakalayabilmek adına hatırlanacak çok anı, azim
hikayesi var. Tıpkı her maçın da kendine özgü öyküsünün olabileceği gibi. Ama
Thomas’ın bir tane maçı var ki basketbolun parkelerde oynanan bir oyundan çok
daha fazlası olduğunu hatırlattı.
Geçen sezon Celtics ve Chicago Bulls maçında oynanan
oyundan çok maçın arkasındaki hikayeydi. Binlerce kişinin ortak üzüntüye
şahitlik yapacaktı. Chyna Thomas, abisinin o gün maça çıkmadan önce trafik
kazası sonucu hayatını kaybetmişti. Büyük hüzünle Isaiah’ın o gün maça
çıkmayacağı düşünen herkes “bugün Cyhna
maçta oynamamı isteyeceğini düşünerek buradayım” ağzından dökülen her kelime
duygusal anlara ve seyirciyi biraz daha içine alıyordu.
O günkü muhteşem performansı sonucu maçı kazanacaklardı.
Sadece kazanılan bu değildi elbet. Daha da nasıl dik duracağını öğretiyordu.
Bu sezon itibariyle Cleveland Cavaliers takımına dahil
olarak gerçekten de tek ihtiyacının istenmek ve ciddi alınmak olduğunu açıkça
anlatıyor. Thomas bunu kendi ağzından çok iyi anlatıyor. “Bu oyunu en iyi
oynayan en kısa oyuncu olmak istiyorum.” Ve bu ona çoktan hazır, iyi biliyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.