Yeni yıla girmeden, yeni ve hayallerin gerçekleşmesi için
koca bir yıl için sabırsızlanırız. Halbuki sadece yaşamımızda değişen birkaç gün…
Oysa, bunu düşünmeden ve ümit etmekten de pek uzak duramıyoruz. Artık herkes
gökyüzüne yeni hayallerini bıraktıysa yeni yıl, yeni ay ve yılın ilk ayı Ocak
bizlere Avustralya Açık’ı yüze vurmaya başlar.
Yılın ilk grand slami daha bir cezbedici geliyor. Her şeyden önce kölesi olduğumuz futbola nispeten daha hatırnazdır. Ara ara özel
turnuvalarla da olsa yüzünü hatırlatır, bir telaş bırakır. Ve bir de akıllara
gelen Roger Federer’in uzun aradan sonra kazandığı ilk grand slami olarak ayrı
mühimi olacaktı.
Üstelik rakibi Nadal olunca insanlar saat kaç olursa
olsun yarıya inmiş gözleriyle tadına vardılar.
Federer öyle bir hızlı giriş yaptı ki Djkovic, Murray ya
da kadınlarda Williams, Sharapova gibi popüler isimleri unuttular. Daha gerçeği
unutturdu. Bu yıl Avustralya Açık daha da büyük beklentiler eşiğindeyken bir
bir isimler çekilme kararı aldı. En başta performansındaki düşüşten ötürü
Murray, kadınların favorisi Serena Williams doğumundan sonra çıkacağı ilk grand
slami silip süpürür gözüyle bakılırken “hazır olmadığı” için çekilenlerden. Bir
de Azarenka var tabi.
Doğal olarak kortun sesi Nadal ve Federer olacak gibi duruyor.
Eylül ayında biten Amerika Açık ile bir sonraki yılın Mayıs sonunda başlayan
Roland Garros arasında yani bitmek bilmeyen dokuz aylık periyotta, tenis
takviminde masumane tek bir slamin bulunuyor olması var.
Yani insan bu ılık havada yaşıyor. O dokuz ayın vahası ve
o masumane kaçamak geldi çattı artık. Yani tenis ölü sezonundan çıkıp, çiçek
açıyor.
Fazlasıyla Federer-Nadal çekişmesi gündemdeyken, hafızaları biraz yoklama zamanı. 2017 Rod Laver onuruna düzenlenen Laver
Cup’taki beraberliği her şeyin önüne geçti. Fotoğraf kareleri, takım ruhu ve
tenisin ustalarla imtihanından sonraki ilk grand slam olması tat bırakıyor.
Bu rekabete rağmen samimi dostlukları büyülemişti. Peki
ya 2018 Avustralya Açık’ı neler bekliyordu?
Federer içindeki sakin görüntüsünün altındaki ateş,
Nadal’ın bitmeyen hırsı derseniz, harikulade 2018 açılışını yapabiliriz. Zira,
bu iki isme de baktığımızda manidar bir Avustralya Açık sürükleyecek bizi
peşinden. Ne var ki bu bahar havasına aldanıp da yeni isimleri de görmezden
gelmemek gerek. Ustalara büyük saygı, yenilere selam olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.