4 Eylül 2015 Cuma

Unutulmaz US Open

Pazartesi itibariyle Amerika Açığın kurdelesini kesmiş bulunuyoruz. Birbirinden adrenalin depolayan maçlarının beraberinde aklımızın bir köşesine kazıyor. Beklenildiği üzere ilk maçlarını kazanan yıldızlar artık yeni yeni isimlerin kolay unutulmayacak maçlarıyla önümüzdeki yıllarda çok daha çekişmeli geçeceğinin kanıtı gibi.
Henüz yeni başlamasından dolayı tüm sporcular temkinli oyunlar sergiliyor. Hazinelerini sonlara saklıyorlar benden söylemesi.
Çünkü muazzam, müthiş kelimelerini dolduran, izleyeceğimizin garantisini verebilirim. Bu kadar emin konuşmamın sebeplerinden biri de 2012 yılı Amerika Açık finalleri, aslında her çeyrek finaliyle birlikte tüm maçları saymak pek de haksızlık etmiş olmam .

Finallerde tek kadınlarda Azarenka-S.Williams erkeklerde ise Murray-Djokovic. Erkeklerde bir sürpriz yaşandı. Ben sizleri biraz merak içinde bırakmışken; kadınlar finalinde söze giriş yapmak istiyorum. 
Final dışında üstüne basa basa belirtmek istediğim nokta, Azarenka'nın 23 yaşında olmasına rağmen göz dağı veren oyunlarıyla Grand Slam'lere ortak olacak görüntüsüyle; formda olmanın, yaşının avantaja çevirmenin ve yüksek motive olmanın kortlardaki nefes kesen oyuncusu olmayı bileğinin hakkıyla kazandı.


Gelelim finale. Finalde soğukkanlı ve atak bir oyun sergilemesiyle acaba maçı kazanacak mıydı sorusuna götürdü. Ancak hesaplamadığı kısım Williams'ın servisleri maça damgasını vuracaktı. Pek tabi ki bir avantajı da ülkesinde oynanan bu turnuvayı kaybedemezdi. 
17 yıl sonra ilk defa kadınlarda 3 set oynamanın yorgunluğu yaşanıyordu. Azarenka'nın finale, grand slam'i ne kadar istediğini kanıtlar nitelikteydi. Belki daha fazla set oynanabilseydi şampiyonluğa göz kırpa bilirdi. 
Bu denli hararetli maçın galibi Serena Williams oldu. Ben sizleri Serena'nın şampiyonluk sarhoşluğuyla baş başa bırakıp erkeklere geçiyorum.

5 saat süren maç için kemerlerinizi sıkı bağlayın çünkü biraz sancılı geçecek. Bu oyunda yok yok. Servisler, forehandler, stratejik zeka ve hızlı bilek hareketleri...
5 saat dedim ama Amerika ile olan saat farkını göz önünde bulundurmanızda yarar var. Maç sabaha karşı bitince biraz eziyet kıvamına geliyor. 


Demir bilek Djokovic'ten eser yoktu. Murray de 2.set itibariyle toparlanıp fırtına gibi esmeyi bilecekti. Yine de yorgunluk emareleri okunsa da sürükleyici bir maçtı. Yoksa sabaha kadar izlenir miydi! Finali sonuna kadar hak etseler de tek bir kazananı olacaktı. Gülen taraf ve ilk Amerika Açık turnuvasını kazanan Murray oldu.

Tribünlerin coşkusuyla sanki televizyon başında değil de bizzat oradaymışız etkisi yaratıyor. Tabi Serena'nın sevinç dansları da cabası. Heyecanımız doruktayken bu yılki finalin adını merak eder durumdayım. Şu sıralar oynanan maçlara göz atmaya ne dersiniz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.