Üstelik Novak Djokovic'in baş öğretmeni olarak. Biraz sert oldu farkındayım. İki iddialı isim bir arada. Bir ipte iki cambazın sahada kendini gösterme şekli.
Tenis onun yaşama biçimi. Dünyada var olma sebebi veyahut.
Wimbledon tenis turnuvasının en genç şampiyonu tam tamına 17 yaş 227 günlük olarak çocuksu, sade, çoşkulu ve acemi olarak sahalara hızlı giriş yaptı.
Kortlara sığamayan bu çocuk doyumsuz maçlar izletiyordu. Bir tık daha artan tenis izleyici sayısı sayesinde kaybetmeye alışık olmayan birini yaratacaklardı. O da bir yere kadar mı? Elbette bir yere kadar henüz dünya da öyle bir sporcu çıkmadı belki zorlayanlar oldu. Çıktığını farz ettiklerimiz de ya dopingli çıktı ya da bir engele takıldılar.
Boris Becker çim kortta toplam 7 finalle başarıların Federer ve Sampras ile paylaşırken toprak zeminde (Roland Garos'ta) bir takım şeyleri yanlış yapıyordu ya da ona ters geliyordu. O hep ilklerini Wimbledon'la yaşadı ve devam ettirdi. O yüzdendir ki Londra'nın tripli havasından nasibini almayı unutmamıştır.
17 yaş 227 günlük Boris Becker |
Ben size demiştim Londra'nın ayrı bir yeri var Becker için.
Tamam, İngiltere farklı ya, 14 değişik ülkede şampiyona kazanmaya ne dersiniz? Eee bunu da taçlandıralım öyle değil mi? Becker International Tennis Hall of Fame de adını yazdı ve İngiltere'nin yolunu tuttu.
Biraz çalkantılı özel hayatı, evliliği, çocukları içinde dikiş tutturamadı. O yıllarına neler sığdırmadı ki! 2000'li yıllarda kendi markasını piyasaya sürdü, "Völkl Inc" adıyla. Hemen ardından hen İngilizce hem Almanca yazdığı bibliyografi yayımladı.
Hazır meşhur olmuşken nimetlerinden yararlanmak gerek düşüncesiyle Vodafone ile anlaşma sağladı. Boris Becker Tv adlı medya yanında, Top Gear'a katılan eski tenisçi unvanıyla aramıza yine yeniden dahil oldu.
En vurucu darbeyi de yine İngiltere'de atacaktı. BBC için yorumculuk yapmaya başlayarak İngilizlerin gönlünde taht kurmayı başardı. İki soğuk ülke arasında birbirlerine olan kuşku ve önyargı birazda olsa azalma gösterdi ve artık "İngilizlerin en sevdiği Alman" olarak söylenmeye başlandı.
Öyle kolay kolay o koltukta oturulmuyor diyor. Ve böyle hırslı ve çalkantılı birinin tek kişilik karnavalıdır tenis.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.