Selamlamaya hazırlandığımız, adapte olmaya çalışacağımız 2021 şöyle dururken, Premier League haftasının vadettiği heyecan, herkes gibi benim için de her maç günü “The Hawthorns’daki" randevuyla ilintili daha çok. Bu yazı ise bununla ilgili olmayacak. Big Sam hakkında olabilir. Tablonun aşağı kısmında da doğal süreçler işlemeye çoktan başladı. Sam Allardyce uzun süredir bu yarışın içerisinde… Crystal Palace ve Everton takımlarını dipten, birkaç ay içerisinde sezonun kendi adlarına en formda dönemini yaşadılar ve hayata tutundular.
Onun geçmişinde de, futbolculuğunda da var. Ruhunda var! Bitik bir takıma can suyu vermeyi Bolton Wanderers’te öğrenecekti, sonrası ayak işçiliği…
Bolton Wanderers aynı zamanda futbola başladığı takımdır. Ve ne hoştur ki, yine aynı takımla 1999 yılında 10 yıllık bir sözleşme ile göreve gelen teknik direktörü. Saha içinden ziyade kenarda yönetirken hücum ağırlıklı İngiliz oyununun dışına çıkıp daha çok savunma odaklı İtalyan tarzıyla farklı bir kimliğe bürünüyor. Yaklaşık 20 yıldır küme düşme hattına giren Premier Lig takımlarının acil durum butonudur ancak futbol, özellikle İngiliz futbolu çok değişti, "Big Sam " son derece demode kalan futbol tarzıyla ne kadar yol alabilecek tartışma konusu. %30 topa sahip olarak, %40 pas verimliliği bu futbol ikliminde olabilecek mi? Muamma!
Futbolculuğu teknik adamlığı kadar ses getiremedi belki ama onu da “Big Sam” yapan da bu yöneticilik anlayışı. İlk adından söz ettirmesi, Blackpool’u düşme hattından alıp play-off’lara yükselişinin ardından Notts County’nin başına geçtiği ilk sezonda takımı play-off’a gerek kalmadan doğrudan division two çıkarışını takiben başlayan Bolton Wanderers macerası ilk sezonda Ipswich’e kaybedilen play-off’un sonrasında 2001-2002 sezonu sonunda Premiership’e yükseliş başarısıyla devam edecekti.
1999 yılından 2007 yıllarına kadar Bolton Wanderers ile evli kalacaktı. Premier Lig’e çıkmasıyla, 2001-02 sezonu için Allardyce, Marsilya takımından Fransız defans oyuncusu Bruno N'Gotty'i kiralamasıyla takımın kilit ismi olacak ve böyle başlayacaktı…
Newcastle United, Blackburn Rovers, West Ham United ve Sunderland ile beraber bu zamanki adamı yaratmak için ter attılar. Asıl çıkışı da 2016 yıllarına tekabül eden Crystal Palace ve Milli Takım mücadeleleri ile olacaktı.
Esasında milli takımla işler sadece 27 gün kadar yolunda gidebildi. Hatta, İngilizlerin hasret kaldığı galibiyet, Slovaklar karşısında almasını da bilse de, bir takım dedikodular ayyuka çıkınca ilişki karşılıklı fesih sözleşmesine dönüştü. Sam Allardyce, Alan Pardew'in kovulmasından 1 gün sonra 23 Aralık 2016 tarihinde Crystal Palace takımıyla 2,5 senelik sözleşme imzaladı. 30 milyon £'luk transfer bütçesini kuruşu kuruşuna harcayarak takımı Premier Lig’de tutup, galibiyetler almaya başlayacaktı. Yine de Big Sam çalışma hırsını sonuna kadar kullanıp, tükenmişlikle boğuşurken, bir istifa da buradan gelecekti.
…Ve meşhur Everton dönemi kapısını çalacaktı. Allardyce, 2017-18 sezonuna kötü başlangıç yapan Everton ile 2019 haziranına kadar anlaşarak sezonu aşağı sıralardan 7.sıraya kadar getirerek sezon sonu görevine son verildi.
Nerede yanlış vardı? Her şeyden önce “dev” istikrar sorunu bir çentik oluşturuyor. Romantik takılan Big Sam geleneksel yönetim anlayışından sıyrılıp günümüze entegre etmesi gerekecek. Zira bundan sonra ismini ancak Wikipedia’yı açarak bilgi sahibi olacağız.
Şimdilerde West Bromwich Albion takımıyla 19. sırada işleri yoluna koyma çalışmaları var. Peki eskiden olduğu gibi yine aynı başarıyı gösterebilecek mi? Premier Lig’de kalıcı işler yapmak adına West Bromwich Albion ile alacağı puanlarla kafa tutmanın alameti farikası olabilecek mi? Gürül gürül akan Premier Lig ile akılda deli sorular.
Bu soruları cevaplamak ise, küme düşme hattını epey ilgilendiriyor. Bilhassa Sam Allardyce’ı lakin bu sefer işler pek yolunda gitmiyor. Fakat Big Sam sürprizleri sever!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.