27 Ekim 2020 Salı

Kırmızı Ona Yakışıyor

Geçen sene, henüz seyahat kısıtlamasının hayatımızın tam ortasına konmadan hemen önce Finlandiya’ya gönlümü bırakıştım. Olağanüstü güzellikteki Finlandiya’da en çok dikkatimi çeken, insanların yalın yaşamlarıydı. Fütursuzca hayat vaad ediyorlardı. Bunu buram buram havasından, tüm saflıklarıyla tramvay da giderken sohbetimize dahil olmalarından, kaçak bindiğimizzi görmelerine rağmen bize tebessüm etmelerinden… Çıkarım yapmak çok kolay. Bir konu da daha kolay! Finlandiya, Formula 1’i fetheden yetenekleri nasıl yetiştirdi? Sonra dünya da spor deyince akıllara “sadece” futbol gelmesinin zıttı olan bu ülke de Ajax maçını izlerken hafızalara kazınan Jari Litmanen nasıl arka planda kalır?

Finlilere futbol ile ilgili soru sorunca bu salvoyu zarif bir latifeyle savurdular lakin Litmanen’i onlar da unutturmadı.
Bu kıymetli futbol hissedarın elinde yeşil sahaların tüm kapılarını açabilecek bir anahtar var. Yetenek ve Ajax takımıyla uyumu. Biliyorum anılar geçidinde bir Formula 1’den diğerine, günümüzden geçmişe savrulduk, zihnimizin zaman makinesini de daha fazla yormadan kuzeye çıkalım.
Babası Olavi, sonradan oğlunun rüştünü ispatlayacağı Reipas’ta adını duyurup milli takıma kadar yükselmişti. Annesi deseniz, o da Reipas’ta top koşturmuştu. Kundaktan topçu, ailenin ikinci adresi Reipas’ta 16 yaşında oynamaya başlamıştı. Dört sezonun ardından Helsinki’den gelen teklif üzerine Finlandiya topraklarının en büyük takımına ayak basacaktı. Ta ki Finalndiya Kupasını kazanana dek standart hikayesini koruyacaktı.

Kupa maçını takip edenlerden FC Ajax’ın scout ekibinin de ilgisini çekmişti. Litmanen’in kariyerinde yeni bir dönem başlıyordu. Tam 7 sezon boyunca forması için ter dökeceği Ajax, rakip ağları onlarca kez havalandırıp takımına sayısız kupalar kazandıracaktı. İşte buyurunuz onlardan biri…
Litmanen, 1995’te Milan’ı devirerek Şampiyonlar Ligi şampiyonluğuna ulaşan Ajax’ın zafer yolunda en başarılı ismi olarak dikkat çekerek, attığı dokuz golle devler arenasında da gol kralı olan Litmanen, bu kupayı kaldıran ilk Finli olmuştu. Kıtalararası Kupa’nın da kulpundan tutulmasından sonra Balon d’Or oylamasında üçüncüydü. Hayır bu onurun bahşedildiği diğer iki efsanenin Cruyff ve Marco van Basten olduğu düşünülünce, önemi daha bir ortaya çıkar. O, Ajax taraftarının büyücüsü olmuştu.


Ajax’ta van Gaal devri bitince, Barcelona’ya transfer olmasından sonra onu takip etmişti. Arka arkaya yaşadığı sakatlıklar Katalan topraklarını fethetmesine mani olmuştu. Daha sonrasında da niceleri tekrar eden sakatlıklar bel bükünce yedek kulübesinde unutulanlar listesine girmiş oldu. Sonrası mı? Futbolun beşiği… 2001’de Ada’nın yolunu tutacaktı, ne de olsa Kırmızı ona çok yakışıyordu.
Orada da yalnız değildi! Sakatlıklarla boğuştu durdu. Bundan sonrası kuş misali… Lahti, Hansa Rostock, Malmö, Fulham… Yine Lahti’ye döndükten sonra ilk maçında iki gol atıp iki asist yapmıştı. Takımını ilk defa Avrupa kupalarına çıkaran efsane, bildiği yoldan asla şaşmıyor.

121 defa sahne alarak Finlandiya tarihinin en fazla forma giyen oyuncusu olan Litmanen, 20 yıldır milli takımda oynayan, ülke tarihinin en önemli insanlarından biri olarak gösterildiğini bizzat şahidi oldum.
Yıllara hâlâ meydan okuması, Ajax taraftarının hala adına tasvirler yaptığı hakikat…
Finli futbolseverlerin “kuningas”, Türkçe anlamıyla “kral” lakabını taktığı Litmanen için doğduğu şehir Lahti’de 10 Ekim 2010’da heykeli dikilen ender isimlerden. Geçen haftalarda başlayan Şampiyonlar Ligi, futbola ilgisi olan en az 2 kuşak onu Ajax ve Liverpool eşleşmesi öncesi yine hatırladı. Hatırlattı!

Louis van Gaal, onu 1992’de 21 yaşındayken Fin kulübü MyPa’dan alarak, Ajax scout ekibi onu bir eğitim kampına davet etmeleri gerektiğine ikna eden şey Litmanen’in Finlandiya Kupası finalindeki performansı oldu. Van Gaal onunla ilgili hemen bir fikir sahibi olamadı. Hatta iki gün sonra onu eve geri göndermeyi düşündü, ancak orta sahanın sağından 10 numara rolüne kaydırılmak Litmanen için kader anı oldu. Anlaşma yapıldı. Ajax, Inter’e giden Dennis Bergkamp’ın yerine mükemmel bir yedekle karşılaştı. Ve böylece Jari Litmanen efsanesi doğdu… Ee boşuna “kral” denmiyor…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.