Küçükken hiç unutmadığım bir sahne var. Çocuk aklımla
eczaneye girdiğimde, ilk gözüme ilişen “devasa” kolonya doldurma şişesi… O
kadar ilacın içinde anlamlandıramıyordum. Lakin işin özü farklı! Evet
kesinlikle alkol. Devamı da var, hijyen vs. Biz onu virüslerden önce sevdik,
kendimizce takma adlar yakıştırdık, bayramlarda harçlığın yolunu açan yine
oydu.
Kafamızı kolonyayla yıkadığımız günleri de biliriz, içini
kolonyanın kolonya olduğu zaman aldık da doldurduk, mutlaka her gelene emekli
kolonyası muhabbetini de yaptık vesselam. Eller seni çabuk unuttu da, biz seni
bırakmadık kolonya dolum şişesi…
Son zamanlarda iki cümlemizden biri salgın, dezenfekten
ve farkında olmadan alkol bağımlılığımız! Aynen bizim gibi dert yanan biri daha
var. Dele Alli, üstelik kendisi internasyonel bir futbolcu ama onun meselesi
annesinin bağımlılığından ileri geliyor.
Gelelim hikayenin diğer tarafına; Dele Alli'nin annesinin
4 çocuğu var ve bu çocukların hepsi ayrı babadan. Bu kısmı bizi pek de
ilgilendirmez fakat psikolojik boyutundan mütevellit konuya ortadan giriş
yapıyor. Ve 4 evliliği de birer hafta sürmüş. Sadece tek çocuğu Alli ile
beraber yaşamaya başlamış.
Okuldaki hocaları Alli için devamlı olarak annesine şikayette bulunmuş. Annesi hakiki bir alkolik ve hastane tarafından yardım görmeye başlamış. Daha ne olabilir dediğiniz yerde başka yaralar kabuk bağlamadan yenileri ve çok daha büyükleri yerini alacaktı.
Okuldaki hocaları Alli için devamlı olarak annesine şikayette bulunmuş. Annesi hakiki bir alkolik ve hastane tarafından yardım görmeye başlamış. Daha ne olabilir dediğiniz yerde başka yaralar kabuk bağlamadan yenileri ve çok daha büyükleri yerini alacaktı.
Annesi oğluna bakamayacağını anladığı anda Alli'yi son
çare olarak yakın bir arkadaşının akrabalarına evlatlık olarak vermiş.
Önce annesinin kararı ve evlatlık verdiği ailenin Dele Alli'ye kendi çocukları
gibi bakması onu bu günlere getirmiş. Babası maddi durumu çok iyi olan bir
inşaat firmasının sahibi. Babanın zengin ve küstah bir baba olarak algı
yapılabilir. Lakin şimdilerde Alli’nin menajerliğini üstlenmiş durumda.
Onun futbol sevgisi daha attığı ilk adımlarla başlamış
biriyken, Kemalettin Tuğcu romanlarını andıran hayatı sizi şaşırtmadı. Çok net!
Çünkü bilhassa futbol dünyası bu durumlara çok tanıdık. Ancak ilk futbol
kariyeri 11 yaşında İngiltere'nin Harlem’i sayılan Milton Keynes’e döndüğünde
ciddileşecekti.
Dele Alli, 16 yaşında ilk defa A takım forması giyecekti
ve bu da düğümü çözmeye başlayan ilk adımlardı. Seviyeyi o kadar üst segmente
taşıyacaktı ki, Steven Gerrard kıstaslarına alışmaya başlayacaktı.
Bu kıstaslar yeni bir başlangıcın da davetiyesiydi. Hem
bu minvalde Liverpool hayranlığı hem de Gerrard takipçiliği, belki kırmızılar
olmasa bile Tottenham’ın kapılarını aralayacaktı.
Kabul edelim ki hak etti. Şüphesiz. Evet geçmişe dönük
bakıldığında alkolle harmanlanmış ve ayaklarına dolanmış bir hayat olmasa onu
burada göremeyecektik. Çok büyük ihtimalle. Alkol, Dele Alli, yeni ailesi ve
biraz futboldu onun döngüsü.
Biz şimdilerde nasıl kolonyaya, dezenfektana veya
adlarını siz koyun gel yoldaşım, gel limon kokulum diyerek gün senindir, sür
sefanı diyorsak; Alli’de bu tedrisattan geçmiş bir futbol adamı. Yaşamın bu
çıkmazında gelen bütün zorlukların üstesinden gelen Dele Alli'ye şapka
çıkartmak gerek.
Bu arada yazıyı okuduğunuza göre, şimdi şu alkolden biraz
ellere sürelim. Alli’ye selam olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.