1 Aralık 2019 Pazar

Su ile İmtihan


Asıl işi sade bir yaşam biçimi ve savaşa karşı hayata tutunmak olsa da hayal kurmayı, kendini geliştirmeyi bilen bir insan, Ermeni asıllı Sovyet yüzücü olan kahraman Shavarsh Karapetyan, yaşadıkları onu öyle bir noktaya getiriyorki, onlardan kaçmak yerine savaşmayı tercih ediyor. Bu durumda her şeyden habersizce bir devrimin fitilini ateşliyordu. Suyun devrimi, şampiyonlukların devrimi ya da en iyisi okuduktan sonra adına siz karar verin.

Hikaye biraz karışık, başlaması zor. Yolu buraya düşenleri farklı bir noktaya taşımak için teması fazlasıyla bilindik, dekoru değişik bir yerden giriş yapmak en iyisi. Bazen siz ölümle burun buruna gelmişken her şeyin bittiğini sanırsınız lakin bu yanılgı sizin yaşam biçiminize dönüşmüşse tüm kötü düşüncelerinizi alt üst eder. 
Bir grup holiganla kavga eden Karapetyan, boynuna iple taş bağlayarak suya atmışlar. Karapetyan son anda kurtulmuş ve belki de taş biraz daha ağır olsaydı tüm bu yaşananlardan bi haber olacaktık.

Bu kötü deneyimden sonra yüzme korkusunun üstüne gitmeye karar verir ve yüzme derslerine başlayan Karapetyan profesyonel olduktan sonra Ermenistan yüzme şampiyonu olur. Okulda maruz kaldığı kıskançlıklar yüzünden Sovyet olmak tek alternatifiydi. Sürüklendiği noktaları da hiçbir zaman unutmadan yola devam etti. Shavarsh Karapetyan’ın su ile imtihanı aralıksız sürecekti.
İşte onlardan biri, Kiev Müsabakalarında gerçekleşti. Oksijen deposunun yanlış kullanımı nedeniyle 75 metre suyun altında kalan ve bu yüzünden ölümle burun buruna gelmesi an meselesiydi.



Peşini bırakmayan pesimist düşünce silsilesi yine baş gösterecekti. Çocuk yaşlarında yetmişli yılların tam ortalarında, kuzeyde bir şehirde kendine daha fazla başarı bulabilmek umuduyla, Erivan’a gider. Aslında hikayenin aslı ile ilgili iki rivayet söz konusu. Yüzme okuluna giderken şoförün uçuruma sürdüğü araca son anda müdahele ediyor.
Bir diğer rivayet ise; Karapetyan her zamanki günlük koşusunu yaparken bir otobüsün baraj duvarını yıkarak göle düştüğünü görmüş. Bir an bile düşünmeden göle dalan Karapetyan, ayakları ile otobüsün arka camını kırarak, yaklaşık 20 dakika içerisinde 35-40’ar  saniyelik periyotlarla 10 metreye dalış yapıp 30 kişiye yakın yolcuyu çıkarmış.

Kirli sudan 2 taraflı ağır pnömoni ve kan bulaşması sonucu ölümle burun buruna gelen ve tüm bu yaşadıklarına rağmen kendini ne kadar suçlu hissetse de Karapetyan kendi canını hiçe sayarak 20 can kurtarıyor ve UNESCO tarafından ‘kahramanlık’ madalyası alıyor.
Aslında yakın zamanda kendisini televizyon da görmüşlüğümüz dahi var. Yaptığı kahramanlık hiçbir zaman unutulamayan Karapetyan’a Sochi Olimpiyatlarında olimpiyat meşalesini taşıma onuru verilmişti.

Ülkesinin ilk kişisel “kahramanı” 11 dünya rekoru, 17 dünya, 13 avrupa, 7 Sovyet şampiyonluğunun sahibi, o zamanlar belki de daha adı konulmamış sporculuğun fikriyle, bu şekilde tarihi destanlar yazılmıştı. Asıl işi sade bir yaşam biçimi ve savaşa karşı hayata tutunmak olsa da hayal kurmayı, kendini geliştirmeyi bilen bir insan, Ermeni asıllı Sovyet yüzücü olan kahraman Shavarsh Karapetyan, su ile imtihan devriminin fitilini ateşlemiş oluyordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.