Öyle bir atlet düşününki rakipleri sadece meslektaşları
olmaya dursun. Hatta aynı zamanda siyasi mücadelenin simgesi olan aborjin atlete
dönüşsün. Elbette ki böyle bir isim var. Zira 2000’leri sıcağı sıcağına yaşayan
biriyseniz Cathy Freeman adını telaffuz etmemiş olamazsınız. Öncelikle bu
siyasi ideolojiden, bu başarılara nasıl geldi ona değinmezsek haksızlık etmiş
oluruz.
Tartışmasız dünyanın en önemli spor organizasyonu, Olimpiyat
Oyunları. Bu büyük spor organizasyonunun tarihinden tarihe altın harfler
ile yazılmış anlara adım atmak için ne tür zorluklara göğüs germek gerek. Şöyle
alalım.
Cathy sadece beş yaşındayken atletizme merhaba dedi.
Üstelik bu durumu sıra dışı yapan ise; üvey babasının destek vermesi bir yana
koçluğunu da üstlenmesi cabası. ilk koçu ve ardından kariyeri boyunca önemli
bir etkiye sahip olan üvey babası, Romen Mike Danila tarafından profesyonel
olarak koçluk yapmak için kolları sıvamıştı ve ilk işi; sıkı ve donanımlı
bir eğitim reformuna gitmek oldu. Tek kelime ile harikulade!
100 m, 200 m koşu ve yüksek atlama dallarında bölgesel ve
ulusal şampiyonluklar kazandı ve çığır açan sezonda bende varım dedi. Bunu da
taçlandıran ise, Auckland'da yapılan 1990 İngiliz Milletler Topluluğu
Oyunları'nda yarışacak Avustralya 4x100 bayrak takımına seçilmesiydi.
Bayrak takımının altın kazanmasıyla 16 yaşında bu
başarıya ulaşan Freeman aynı zamanda İngiliz Milletler Topluluğu Oyunları
tarihinde altın madalya kazanan ilk Avustralya Aborjini oldu. Haleti ruhiyesi o
denli değişti ki madalyalara, şampiyonluklara alışan ve daha fazlasını isteyen
bir atlete dönüşmüştü.
Şimdi hazırlanın çünkü 90’lar turuna başlayacağız. 1996
Atlanta Olimpiyatları'nda 400 m'de 48.63'lük derecesiyle kırdığı Avustralya
rekoruna rağmen Fransız Marie-José Pérec'in ardından ikinci olabildi. Ertesi
yıl Atina'da yapılan dünya şampiyonasında Pérec'in katılmaması sonucunda 49.77
ile altın madalyaya uzandı. Aynı yıl içinde Oslo'da ayağından sakatlanması
nedeniyle yaklaşık 1 yıl pistlerden uzak kalmak zorunda kaldı. 1999 Dünya
Atletizm Şampiyonası'nda tekrar 400 m'de altın madalya kazanarak dünya şampiyonu
olacaktı. Bir solukta okumak nasıl kolaysa bu noktaya koşmak tarifsiz.
Zafer serisi 2000 yılında da en büyük rakibi Marie-José
Pérec'in geri dönüşüne rağmen devam etti. Freeman'ın, Sydney'de düzenlenen 2000
Yaz Olimpiyatları'nda en büyük rakibi Marie-José Pérec'le karşı karşıya
gelmeleri bekleniyordu. Ancak bu karşılaşma, Pérec'in Avustralya basını
tarafından sürekli taciz edildiğini ileri sürüp olimpiyatlardan ayrılması
nedeniyle gerçekleşmedi. Kendi evinde yarışmasının verdiği avantajla 49.11
saniye ile 400 m'de altın madalya kazandı. Sydney 2000 oyunları bir toplumsal
barışmanın da sahnesi olmuştu.
Çok uzun süredir Aborjin toplumunun entegrasyonu
konusunda sıkıntılar yaşayan Avustralya, bu oyunlar ile birlikte bir anlamda özür
dileyerek toplumsal barışın yolunu açtı. Cathy Freeman da altın madalya
alarak Avustralya bayrağını en yükseğe taşıdı. Belki Cathy’nin aklında ideolojik bir atlet olmak yoktu ancak o altınlarını barışçıl bir elçi unvanı ile kapanış
çizgisine gelecekti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.