Taptaze bir bilgi ile kilidi çevirmek, yeni bir anlam
öğrenmenin şevkiyle girizgah yapmayı hak gördüm. “Jamais vu” “Deja vu”
kelimesinin tam zıttı. Dolandırmadan, sürekli aynı insanlarla karşılaşır aynı
yerlere gidersiniz ama her seferinde ilk kez olmuş gibi hissedersiniz. İşin
aslı jamais vu’yu hiç yaşamamış olabilirim ya da farkında olmamış da
olabilirim. İyi bildiğim ise; deja vu’yu çok yakında zamanda arka arkaya yaşadığım.
Yakın zamanda Floransa’da olma şansı elde ettim ki, uzun
senelerdir top listemde olan şehirlerden başı çekiyordu. Tıpkı fotoğraflarda
gördüğüm veya seyahat bloglarında okuduğum gibi… Hep orada gibiydim ama
değildim de! İşte artık sokaklarında gezmeye başlamıştım. Fakat bir farkla,
fazlasıyla kalabalık sanki bir gösteriye ya da eyleme, bir tepkiye hazırlanır
gibiydiler. Adeta tüm şehir tüm gençler anlaşmışlar gibi sokaklara hücum
etmişlerdi. Gerçeği çok vakit harcamadan gün yüzüne çıkacaktı.
Devletin de gençlere destek vererek okullara resmi tatil
bildirgesini yayınladıktan sonra İsveçli bir öğrenciye destek amacıyla
seslerini yükseltiyorlardı. Peki kimdi bu?
Kısa zamanda dünya çapında iklim hareketinin sembolü
haline gelen Greta Thunberg’i tanıyor musunuz? Düşünün ki uğruna okulların
tatil olmasına kadar ileri giden, öğrencileri sokaklara dökmeye başaran bir
isim. Genç aktivist 8 yaşında iklim değişikliği ve küresel ısınma terimleriyle
karşılaşmış ve küresel iklim sorunlarının insan eylemleri sonucunda
gerçekleştiğini öğrenmiş. Ve iklim değişikliğini önlemede ne derece yetersiz
kalındığını… Küçük Greta yaşadığı hayal kırıklığı sonucu 11 yaşında depresyona
girmiş.
Bu dönem yemek yememeye ve konuşmamaya başlamış. Yalnızca
çok gerekli olduğunda konuşan Greta’ya otizmin bir türü olan asperger sendromu
ve seçici konuşmamazlık teşhisi konmuş.
Küresel ısınmayı, iklim değişikliğini, emisyonları hayati
meseleler olarak görüyor ve soruyor: Eğer küresel ısınmayla mücadele etmemiz
gerekiyorsa ve bu acilse, neden etmiyoruz? Tekrar tekrar Helsinki’de, Davos’ta,
Brüksel’de ve daha fazla yerlerde yüzümüze çarptı.
Cuma günleri okulu boykot ederek İsveç Parlamentosu
önünde yaptığı eylemlerde başlangıçta tek başınaydı Greta. Ancak gün geçtikçe
İsveçli akranları okulu kırıp iklim için bir araya gelmeye ve Greta’ya destek
olmaya başladı. Zamanla hareket İsveç sınırlarını aştı ve dünyanın 270 şehrinde
70 bin kadar öğrenci Cuma günü "gelecek için Cuma" eylemlerine
katıldı.
Genç aktivist istekleri konusunda oldukça açık ve net. O
kadar ileri gidecekti ki, Atlas Okyanusunu yelkenlisiyle geçip New York’ta
Birleşmiş Milletler’de yapılacak iklim zirvesine katıldı. Tam da bu konuşma
esnasında Floransa’da akın akın destekler sürüyordu. Sanki daha önce bu anı
yaşamış gibiydim. 20-27 Eylül tarihleri arasında dünyada iklim grevi haftası
ilan edilirken, bu tarihlere tekabül eden zamanda Floransa’da ne denli ciddi ve
önemli bulduklarını bizzat şahit oldum.
“Birçok insan İsveç'in sadece küçük bir ülke olduğunu ve
ne yaptığımızın önemli olmadığını söylüyor. Ancak, fark yaratmak için hiçbir
zaman küçük olmadığımızı öğrendim. Ve eğer, birkaç çocuk sadece okula
gitmeyerek dünyanın dört bir yanında manşetlere çıkabiliyorsa, gerçekten
istersek birlikte neler yapabileceğimizi hayal edin.” Ona, yelkenlisine,
düşüncelerine katılın ya da siz bilirsiniz. Lakin yakın gelecekte
bahanelerimizin ve zamanımızın tükendiğini fark edeceksiniz!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.