Yaşamınız boyunca öğrenme becerisi kelimesini çok iyi
benimsediyseniz, ne iş yaparsanız yapın işler akışında, “kolay” olacaktır. Öğrenme
becerisi ve değişim daha da hızını arttırdıkça “über” hızlı olmakla beraber
yeni ortamlara uyum sağlama becerisi hayatın her alanında “ben buradayım” demek
ve başarılı olmak için en önemli etmen! Kuşkusuz!
Yetenekli sporcuların bir üst basamak için sıklıkla
başarısız olduğu, o geçişin sancılı olduğu bir ülkedeyseniz keza, doğru mantığa
sahip olmak, bir arada çok fazla unsuru doğru yapmak gerekiyor.
Henüz çocukluğundan yeni çıkmış birinden her zaman
görebileceğiniz bir olgunluk değil bu. Hakikaten Rusya’da basketbol oynayan, iyi
öğrenen, parmak ısırtan azim örneği su götürmez bir gerçek ki; Andrei Kirilenko’dan
başka bir isim gözümün önüne gelmiyor.
Aslını düşününce ya da daha doğru bir ifade kullanmak
gerekirse, Rusya denilince aklıma kış sporları ve dahası jimnastik sporları
geliyor. Biraz da ha ileri gidersem Olimpiyatlar geliyor. Kesin!
Rus basketbolunun dünyaya armağan ettiği en büyük
yeteneklerden biri olan Andrei Kirilenko, on yıl boyunca formasını giydiği Utah
Jazz formasıyla özdeşleşmiş bir isim. Üstelik Avrupa’dan kolay kolay oyuncu beğenmeyen, “buralarının hakimi biziz” havasında, tepeden bakan organizasyon
için düşünülünce epey büyük bir başarı. Fakat o sadece oyuncu kalitesi ve
yeteneği ile de gelmedi. Muazzam öğrenme isteği, daha iyi nasıl olurum arayışı
ve zor olan her şeyi kolay gösterme özelliği ile diğer Ruslardan kolayca
arınıyor.
Uzun kollarının avantajını harikulade kullanan,
savunmadaki enerjisi ile fark yaratan ve en önemlisi de hücumu ikinci plana
itmeyen oyun anlayışıyla, NBA’de hatırı sayılır bir yer edinmiştir. Kirilenko o
kadar ileri gittik ki, siftahını, 2004 yılında da All-Star olma başarısını
göstererek parkeleri aşındıracaktır.
1999 draftında, Utah Jazz tarafından 24. sırada seçilen
Kirilenko gelişimini tamamlamak adına birkaç yıl daha Avrupa’da kaldı ve 2001
yılında NBA’e transfer oldu. Diğer Avrupalılara oranla uyum sürecini çabuk
atlatan AK-47 lakaplı oyuncu, daha ilk yıllarında Utah’ın öne çıkan isimleri
arasına girdi. Kaldı ki henüz ligdeki üçüncü senesi olmasına rağmen All-Star
unvanını alan Kirilenko, ödün vermediği performansıyla her daim parmak ısırttı.
Buraya kadar hemfikirsek, şöyle devam edelim. 2011
sezonunda verdiği radikal kararla CSKA’ya dönen ve sezonun tamamını burada
geçiren Kirilenko, bir sonraki yıl NBA’e dönerek sırasıyla, Minnesota, Brooklyn
ve Philedelphia formaları giymiş ancak eski performansını gösterememiştir.
Fakat bu durum bile onun bir NBA efsanesi olarak anılmasına engel teşkil
etmemektedir. Nitekim Kirilenko ligde bulunduğu her an çalışma azmiyle öne
çıkmış ve örnek bir profesyonel portresi çizmiştir. Tipik bir Rus’tan çok daha
fazlası.
Bütün mesele yetenekte değil, “ben sporcunun
zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim” düşüncesine tam
anlamıyla geliyoruz. Kirilenko’nun yaptığı tamamıyla, zor bir iş, uzun zamanını
aldı, ama beynimizin de fiziksel özelliklerimizle birlikte evrildiği süreçte,
bir sonraki adımda ne derece etkili olduğunu ve parmak ısırtan azmi olduğunu
kabul etmek zorundayız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.