Roma; tarih, sanat, aşk, spor… Bir dakika ilk üçüne çok
aşinayız da sondakine ne oluyor! İtalya denildi mi olmazsa olmaz. Elbette ki
temelde beslendiği futbol lakin çim sahalar tek başına yeterli değil. Buraya
birazcık toprak kokusu, ekstra bireysellik gerek. Çok da can çekişmeden Foro
Italico nam-ı diğer İtalya Açık Tenis Turnuvası huzurlarımızda. Üstelik 76.
düzenlenen ve bol miktarda sahne ışığının bol miktarda ünlü isimlere çevrildiği
özel bir yılsa…
Neden diyorum; sporcuların giderek cyborg’a dönüştüğü bir
zamanda yaşıyoruz. Özellikle tenis gibi, bırakın ilk 10’u, ilk 50’ye
girdiğinizde dolar milyoneri olduğunuz bir sporda artık herkes biraz daha
fazlası için kendini parçalıyor. Glütensiz diyetler, hiperbarik basınç odaları,
fitness hocalarına binlerce papel uçlanmak… Aklınıza gelecek ya da gelmeyecek
türlü türlü şey.
Novak Djokovic’in şu ana kadar yazdığı ilk ve tek kitap
“Serve to Win”in alt başlığı “Fiziksel ve zihinsel mükemmellik için Novak
Djokovic ile 14 günlük glütensiz diyet”. Kısacası, 2000’lerin başıyla birlikte
teniste mesele ağır biçimde fiziksel hale gelmiş durumda ve bunun doğal sonucu
olarak artık daha en başta gürbüz, güçlü ve uzun çocuklar seçiliyor. Onlar burs
alıyor, onlar sponsor buluyor, haliyle onlar başarılı oluyor. Şu anda WTA Tur’da
çok büyük oranda “Çağla Şikel tarzı, böyle at… Yani böyle vücut olarak… Yapısı
olarak… Upuzun bacaklar, dipdiri…” oyuncuların olması tesadüf değil.
İşte konu bunlar olunca İtalya şıklığı ile birleşen tenis
Roma’da buluşuyor. Dünyanın en ünlü tenis yıldızlarının yarıştığı BNL
Uluslararası Tenis Turnuvası 6 Mayıs’ta başlayıp 18 Mayıs’ta şampiyona şapka
çıkardık. Dünyanın en ünlü tenis yıldızlarının mücadele ettiği İtalya Açık
Tenis Turnuvası.
Bu seneki organizasyonda 9. kez şampiyon olarak rekor
hedefleyen Rafael Nadal ve
daha önce Foro Italico’da
dört kez zafere uzanan Novak
Djokovic korta çıktı. 23
Grand Slam şampiyonluğu bulunan Serena Williams ve İtalyan tenisçi Sara Errani gibi tenisçiler de
turnuvada boy gösterdi.
Hadi biraz temele inelim. İtalya tenis şampiyonası ilk
kez 1930'da Milano'da Tenis Kulübü'nde yapıldı ve Kont Alberto
Bonacossa tarafından başlatıldı. Turnuvayı ilk kez Bill Tilden ve Lilí de Álvarez kazandı. Bundan 5 yıl
sonrada, 1935’de, Roma'daki Foro Italico'ya taşındı ve ne olduysa bu
15 yıllık zamanda turnuva ara verdi. 1950'de yeniden başlamış oldu.
İtalyan Açık 1969'da profesyonel
oyunculara " açık " unvanı altında
oynatılarak devam dedi. 1970 ve 1989 yılları arasında Grand Prix Tenis Turu'nun önde gelen
bir turnuvasıydı ve Grand Prix Süper Serisi'nin en üst
düzey etkinliklerinin bir parçası olmayı başardı.
Ama en başında demiştim tarih, sanat, aşk ve spor bir
araya gelince ortaya muazzam bir Roma turnuvası çıkıyor. Ee bir de Nadal gibi
isimler toprak zeminde esiyorsa, Roma’da daha çok bahsi geçilecek gibi duruyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.