Bir oyun, hatta kadın tenisi, çekişmeli erkek finali kadar
özlenir mi? Konu tenis ise eğer, cevap evet. Bir tık öteye geçeyim bu noktada.
Williams kardeşler, Maria Sharapova ve daha önceki yıllara ait özel kadın WTA
maçlarını düşününce hemen hemen herkesin aslında kadın tenisi ile bu spora
merak sardığını gizliden de olsa çok iyi biliriz.
Ancak yeni bir döngünün zamanı gelmedi mi? Eskilerin
beslediği yeni isimler kapıları aralamaya başladı bile! Daha spesifik bir örnek
içinse, İtalyanların kapısını çalmaktan geri durmayacağım. İtalyanlar Camilia
Giorgi ismi ile adından söz ettirmek istiyor.
Tenisin son dönemlerde yükselen değerlerinden olan 91
doğumlu, saha içinde oldukça agresif tenisçi olarak tanıdığımız Camilia’yı,
özellikle Wimbledon 2012'de 4. tura gelirken set kaybetmeyerek ne kadar istekli
ve agresif olduğunu bir kez daha göstermişti. Tabi tek başına yeterli
olmayacaktı. Nadia Petrova'yı elemesiyle dikkatleri tamamen üzerine çekecekti. Bundan
sonrası içinse, çok daha büyük ses getireceğine kesin gözüyle bakılıyor. Çünkü
yeni isimlere aç bir WTA var.
Ancak yeni yeteneğin arkasında babası gizliydi. Babası,
Arjantin-İngiltere arasında yaşanan savaşta çatışmış Arjantinliydi. Savaştan
sonra İtalya'ya göç eden ailenin küçük kızı Camilia henüz beş yaşındayken
tenisle tanıştırılmış. Esasında savaşın izleri unutturabilmek adına tenis ile
tanışan Camilia şimdilerde yeni parlayan isimler arasında.
Babasının kızına karşı hırsı o derece büyüktü ki,
Avustralya Açık turnuvasında elendiğinde kenarda sinirden kendini yiyip
bitiriyordu. Babası Sergio, kızı Camilia’a çok küçük yaşta yatırım yapan bir
menajer edasıyla davranan, yenilgiyi kabullenemeyen ve hep daha çok başarıyı
arzulayan bir babanın çok ötesine geçti.
WTA düzeyinde 59. Sıraya kadar yükselen Giorgi oyununu
geliştirmek adına önünde uzun bir yol olduğunu biliyoruz. Fakat babasının bu
duruma mutlaka el atacağına şüphemiz yok. Caroline Wozniacki , Maria Sharapova ve Victoria Azarenka gibi isimleri yenip yeni bir çığır açmanın peşinde neden olmasın? Üstelik kadın tenisi uzun süredir
sessizliğini koruyorken…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.