14 Ekim 2016 Cuma

Bir Gabby Douglas Hikayesi!

Jimnastik deyince akıllara Ruslar veya Çinliler gelir. Şüphesiz! Atletizm de koşanlar içinse Afrikalılar tavşan misali hızlarına yetişmek ne mümkün! Buna da şüphe yok. Daha önemli sporlardan biri ise bel kemiği yüzme. Amerikalılar sırayı kimseye kaptırmaz. Geçmişten geleceğe adeta kitabını yazan Amerikalılar. Bir de Michael Phelps gerçeği…

İnsanların sınırlarını aşmak istemediği siyahi, beyaz tenli veyahut insan ayrımına “dur” diyebilecek bir isim var artık. Yani en azından, başarıları ile son noktayı koyabilecek…
İlk Afrika kökenli Amerikalı Gabby Douglas tabiri caizse ailesi tarafından “yemeyip yedirilen, giymeyip giydirilen” bilhassa varını yoğunu ortaya koyan kardeşleri ve annesi tarafından imkansız olmadığını ispatladılar. 
Tek başına, çocuk başına, hedef olarak koyduğu Olimpiyatlarda yarışmak! Zira madalya kazanarak uğruna Olimpiyat tarihinin ilk Afro-Amerikalısı olmayı da başardı. Aslında kelimelere dayatılarak önümüze sunulması oldukça rahatsız edici. Çünkü o sadece hedefleri doğrultusunda hareket eden bir çocuk sadece.


6 yaşında iken kardeşleri ve annesinin ikna çabaları sonuç vermiş, 2002 yılıyla birlikte jimnastik eğitimine başlamış. Bu içindeki istek ve yeteneğin dışa vurumu 2 yıl içinde kendini göstermeye başlayacaktı. Eyalet şampiyonluğu ile etrafındaki herkese korku salmayı başarmıştı. Çünkü ciddi anlamda baş edemeyecekleri biri vardı.
14 yaşında ailesini arkada bırakmak zorunda kalacaktı. “Karar verme” yetisine çocuk yaşta başlayan Gabby Douglas için kararlar sık sık kapısını çalacaktı. Aldığı jimnastik eğitimi daha fazla güçlendirmek adına Des Moines’e taşınacaktı. Burada giderek artan başarılar beraberinde milli takımın kapılarını açacaktı. Tabi bu süreç beklenenden biraz yavaş gerçekleşecekti.

2011 yılında Amerika Birleşik Devletlerinin altın madalyalı ekibin bir parçası olacaktı. İpler koptuğu noktada kendisinin iyice farkına varan Gabby, 2012 Londra ve Seattle Olimpiyat Oyunları ile önünü açtı. Malumunuz yakın geçmiş Rio Olimpiyatlarında takım olarak kazandıkları altın madalya gücünü perçinleyecekti.
Gabby Douglas, zorluklar içinde büyümeye çalışan çocuk iken yeteneğinin keşfini yapan ve bunun için özveride bulunan Douglas ailesi, hayalini gerçekleştirebilmek için imkansız olmadığını kanıtlamaya çalışıyorlar. Bence oldu bu iş!


Bir başkası için değil. Bizzat kendisi için! Aslında o sadece Olimpiyatlar bazında değil, rengin önemsizliğini de kanıtladı. Kendi adına 2014 yapımı filmi bulunan, onca yıl spora emeğini veren efsane sporcuların dahi filmi olmazken adına belgesel çekilmesi… Ve henüz yolun başında. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.