İngiltere’yi parkelerde en son 1948 yılında basketbol dalında olimpiyatlarda mücadele eden erkek takımı Çin karşında aldıkları galibiyet ile 64 yıllık hasreti sona ererken görülecekti. O dönemden yakın tarihimize kadar bu alanda neredeyse hiç olumlu gelişme olmadı. Tarihler 2007’yi gösterdiğinde bu spor dalına olan ilginin tavan yapması şöyle dursun basketbol ada ülkesinde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya!
Bu durumu toparlamak için devreye Britanya Basketbol Federasyonu girmek zorunda kalınca, yetkililer kolları sıvayarak 2008 yılında ülkedeki genç yetenekleri bulmak ve onların oyun anlayışını geliştirmek için altyapı çalışmalarının ipini çekecekti.
Basketbola ikinci evlat muamelesi yapan İngiltere, 2012 Olimpiyatları hedefleri doğrultusunda sıkı bir çalışmaya girmiş ve milli basket takımlarındaki organizasyonlar hızlandırılsa da, istenilen verim tam olarak alınamadı. Ama sonuçsuz değil, çalışmaların nihai cevabı 2010 yılında alınmış ve hem erkek hem de kadın milli takımlar bazında 2011 yılında düzenlenen ‘EuroBasket’ turnuvasına katılmaya başarmışlardı. Kadın oyuncular ilk kez katıldıkları turnuvada tarihi başarıya imza atarak ikinci tura yükselme başarısını gösterdi. İngilizler bu başarı ile basketbol alanında uzun süreden sonra ilk kez en iyi derecelerine imza attılar. Bir başarı kriteri olarak değerlendirilen bu durum bir anlamda 2012 olimpiyatları için umut verici bir adım olarak görülmüştü.
“UK Sport” (İngiltere Spor Geliştirme Kurumu) her yıl ülkedeki Olimpiyat ve atletizim spor dallarına 125 milyon sterlin değerinde yatırım yapıyor. En çok yardımı alan branşlar ise madalya olasılığı yüksek olanlar. Kurum, Rio 2016 ile Tokyo 2020 olimpiyatlarında milli basketbolun madalya şansı olmadığı için 7 milyon sterlinlik yardımından 2014 başlarında vazgeçiyor. Kurumun aldığı bu karar basketbol gibi ilginin az olduğu diğer spor dallarını da olumsuz yönde etkileyeceği için ciddi şekilde eleştiriliyor. Hali hazırda maddi problemlerle boğuşan basketbol takımlarının sorunları, milli takıma da yansımış ve Basketbol Federasyonu hazırlık kamplarının düzenlenmesinden tutunda yıldız oyuncuların sigorta primlerine kadar ciddi bir kesintiye gitmek zorunda kalmışlar.
Temel sorun gelişmiş ülke dahi olsanız bütçe bel büküyor minvalinde konuşmalarla yetenekli isimlerin önü tıkanıyor. Esasında gençler arasında basketbol sevgisinin yüksek seviyede olduğunu ama maddi desteğin olmayışının bu oyunun ilerlemesini engellediğini apaçık ortada. Üstelik bu maddi destek günbegün sıfır noktasına ulaşmış durumda. İyi olduğumuz hangi branş varsa yatırım yapılsın alt branşlar ve elbette en ön sıradaki basketbol içinse “hiç heveslenmeyin…”
Toplum baskısı ile beraber İngiltere, son yıllarda İskoçya ve Galler ile de birleşerek Büyük Britanya adıyla turnuva ve şampiyonalarda mücadele veriyor.
Bu evlilik sonucunda oldukça popüler bir isim Sudan asıllı Lual Deng ve Pops Mensah gibi sporcular doğacaktı. İngiltere doğumlu genç oyuncu dünyanın en popüler basketbol ligi NBA’de yıllarca Chicago Bulls formasını giyip Ada adına bir şeyler yapmayı görev bilmişti. Devamında belli başlı NBA takımları denese de en son ki karar Minnesota Timberwolves formasını terleterek devam ettirecekti. Deng, NBA All-Star maçında forma giyen ilk İngiliz oyuncu olma özelliğini de taşıyor.
Kısacası gösterecekleri başarı deniz aşırı bir isimden öteye geçemiyor. Bir basketbol sorunsalı Birleşik Krallığı sarmış durumda!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.