Her basketbol takımında kıymeti gerektiği kadar
bilinmeyen oyuncular vardır. Amerikalıların “underrated” diye nitelendirdiği bu
oyuncular, bazen çok yetenekli olmalarına rağmen takımları için daha küçük
rollerde büyük farklar yaratmasıyla, bazen de kısıtlı yeteneklerine rağmen
oyuna “görünmeyen” açılardan katkı vermesiyle karşımıza çıkabilir.
Fakat onları daha sınırlı bir çerçevede toparlayacak
olursak, bu ancak kıymetlerinin yeterince anlaşılmamasıyla olabilir. Basın,
basketbol severler ve hatta kendi taraftarları bile onların sahaya koyduğu
şeylerin önemini yeterince takdir etmez. Çünkü insanlar her zaman daha parlak
şeyleri daha çok sever.
Hayatta olduğu gibi basketbolda da daha parlak
istatistiklere, kariyerlere ya da hareketlere göre oyunculara olan sevgimiz
değişir. Fakat basketbolda işler sıkışıp seviye yükseldiğinde “kıymeti
bilinmeyenlerin” katkısı olmazsa parlak isimlerin fark yaratamadığı bir noktaya
gelinir.
EuroLeague bu minvalde en iyi örneklerden! Göz alıcı
yıldızları bir kenara koyup, ekmeğini taştan çıkaranları odak noktasına
koyduğunuzda işler değişebiliyor. Hazırsanız, başlayalım! Cory Higgins, hem
profesyonelliği ile, hem de oyunun tüm yönünü çok doğru oynamasıyla sonsuz
övgüyü hak eden bir isim. Peki o bu günlere nasıl geldi?
Cory Higgins, tipik bir batı yakalı Amerikalı gibi basketbol
konusundaki hünerlerini çok erken yaşta belli edip, Monte Vista High School’da
basketbol hayatına başlamış. Ve tam 4 sezon (2007-2011) University of
Colorado’da oynayan Higgins, Denver ve Charlotte gibi NBA takımlarının
bünyesinde bulunsa da 2014-2015 yılında Royal Halı Gaziantep’te geçirdiği
mükemmel sezondan sonra dönemin Banvit koçu Dimitris Itoudis ile beraber CSKA
Moskova’nın yolunu tuttu.
Takım için çok değerli bir parça haline geldi. Kariyerindeki
bu yükselişte ne kadar etkisi var bilinmez ama, Higgins çok mütevazi bir profil
olarak bu günlere gelmiş. Medyadan ve algıdan kendini uzak tutmaya dikkat eden
ve düşük profilli bir görüntü çizen Higgins, her zaman polemiklerden uzak olmuş
ve kendi işine odaklanmış…
Her şeyden önce, topa dokunma oranı ve topla üretme
sayısına göre son derece verimli oynayan Higgins, mükemmel de bir şutör. Gaziantep
Basketbol’da geçirdiği bir yılın ardından, 2015-2016 yılında CSKA Moskova’daki
çıkış grafiği takdire şayan, %54 gibi çılgın bir yüzdeyle üçlük atan Higgins’in
daha ne cevherleri çıkacak merak konusu.
De Colo ve Rodriguez, hatta daha önceki senelerde
Teodosiç gibi topla oynamayı seven ve oyunun merkezinde yer alan oyuncularla
oynayan CSKA Moskova için Higgins’in topa minimum seviyede dokunarak verdiği bu
katkı CSKA’nın oyununun çok kuvvetli olan taraflarından bir tanesiydi…
Bir diğer özelliği ise çok iyi bir kısa savunmacısı
olması. Rakibin yıldız oyuncularına karşı çabuk ayakları ve atletizmiyle çok
etkili savunmalar yapabilen Higgins, atletizmini ve çabuk ayaklarını sadece
savunmada değil, hücumda da çok iyi kullanabiliyor. Ve belki de Higgins’i
CSKA’da bu kadar parlatan ve onun Moskova ekibi için çok değerli bir oyuncu
haline gelmesini sağlayan en önemli şey: Topsuz koşuları. Hem açık alanda, hem
de sete set oyunda hücumun tıkandığı yerlerde çok etkili ve doğru yere koşular
yapabilen, hücumun tıkandığı noktalarda bu özelliğiyle takımını rahatlatabilen
birini Euroleague’in de aranan oyuncusu kıvamına geliyor.
2019 sezonu itibariyle Barcelona’nın vazgeçilmezi oldu.
Dolu dolu geçen Rusya günlerinden sonra daha da ısınan Cory İspanya temsilcisi
için gelecek vaat edecek.
Bugünlerde çalışmalarına devam ediyor ve
kafasına eserse dostlarıyla ortak çalışmalar yapıyor. Yeteneği hala sonsuz! Hatırı sayılır bir basketbol tecrübesi, genç yaşamına çok daha fazlasını sığdırması da eşlik ediyor.
Oynadığı oyuna odaklanın, takıma katkılarına göz gezdirin. Bir noktada yakalar sizi; bazen kaldırıp NBA hissi verdirir bazen elinizden tutup tanıdık Avrupa semalarına getirir. Bir süre sonra onun oyununu tanırsınız. Emin olun.