“Çok sevdiğim bir fotoğrafım var 2 yaşındayken
çektirdiğim. Ayakkabımda kocaman bir delik ve benim kolumun altında çamurlu bir
futbol topu. O topu sanki hazinemmiş gibi tutuyordum. Benim için çok duygusal
bir fotoğraf çünkü bütün hayat hikayemi temsil ediyor. Hayatım boyunca sonradan
olan her şey o topun sayesinde.”
Mauricio Pochettino’nun anlatılmayı bekleyen bir hikayesi
var. Diğer sporcuların aksine bildiğimiz hayat değil onun kariyer basamakları…
Biz onu antrenörlük zekasıyla tanısak da
Günümüzde dönen futbol dünyasında astronomik rakamların
yanından geçemeyen bir kulübün teknik direktörü olmak Mauricio Pochettino için
de oldukça zor olacağı su götürmez gerçek. Ancak onun hayat hikayesi, bize
zorlu durumlarla nasıl başa çıkabildiğinin bir göstergesi belki de. Tarlada
başlayan futbol kariyerinde şu an zirvee çıkan grafiği fazlasıyla şaşırtıcı.
Sondan başlayalım; Tottenham Hotspur’da Kasım ayına kadar
işler yolunda gidiyordu. Sonra Mourinho kancasına takıldı. Ya da adını siz
koyun.
Avrupa’nın devleri karşısında dimdik ayakta tutan
Pochettino, şimdi Şampiyonlar Ligi finaline kadar götürse de bir yerde “dur”
dediler. 2014 yılının transfer döneminde ise Tottenham Hotspur, Arjantinli
teknik direktör ile sözleşme imzaladı. Mücadele etmeyi seven ve fakat elindeki
futbolculara göre sistem kurmakta adeta bir sihirbaz olan Pochettino, farklı
dizilişleri de takımına başarılı bir şekilde oynatmayı başarmıştı. Futbola
kattığı sıradışı perspektif sayesinde rakip teknik direktörler için her zaman
karşılaşılması zor bir figüre dönüşmüştü.
Pochettino’nun futbola ayak uydurmakta üstüne yoktu. Zor
gibi görünen tüm unsurları kolay gösterebilme sanatı hafife alınmayacak
türdendi. Tıpkı, tarlalarda geçmiş çocukluğunun en küçük değerlerini yitirmeden
futbola adapte etmesi gibi. Deli cesaretine sahip bu çocuk şimdilerde yaptığı
başarıları birazdan bahsi geçecek konulardan ötürü geliyordu.
Mesela onun farkı “diğer” takımlar milyonlarca euro
harcarken onu transfer dahi yapmadan, Şampiyonlar Ligi final biletini cebine
koymuştu.
Aslında onun anlık çözüm üretmesi ve zekası şüphesiz ebeveynlerinden geliyordu.
Babası, Hector Pochettino ve annesi Amalia çok çalışkan çiftçilerdi. Üç nesil
boyunca ekmeğini topraktan çıkaran bir aileden geliyordu. Mauricio futbol
eğitimi almadan önce aile geleneğini sürdürmek için bir tarım okulunda okumuştu
ama onun ilk aşkı futboldu.
Oğulları Mauricio da kendilerine benziyordu. Çalışmaktan
bıkmıyor, futboldan kalan boş vakitlerinde tarlalarda ailesine yardım ediyordu.
İspanya’nın Espanyol takımında 7 sene forma giydikten
sonra PSG ve Bordeaux forması giyerek futbolculuk kariyerini noktaladı. Ancak asıl
sırrı da burada başlayacaktı. 2009 yılında Espanyol ile ilk teknik direktörlük
kariyerine başlayan Pochettino böylece Premier Lig kapıları ona aralanıyordu.
2013 yılının devre arasında geldiği Southampton’a harikulade bir futbol oynattı. Yarım sezonun ardından, sonraki sezon da harika işlere imza atan Pochettino için bundan sonra sırdaki deli cesaretini bekliyor olacağız.