Alzheimer; beyinde ortaya çıkardığı değişiklikler
nedeniyle ilk kez 1907’de Alois Alzheimer isimli bir araştırıcı tarafından
tanımlanan, iki zararlı proteinin çökmesi ile ortaya çıkan ve demansın
(bunamanın) en sık görülen nedeni olan hastalıktır. Bilimsel olarak
bakıldığında herhangi bir his bırakmayan cümleden ibaret lakin aslına bakarsak,
annenizin sizi tanımaması veyahut dün çekilen bir fotoğrafınızı göstersenizde
hatırlamamasından ileri gelecek.
Ne yazık ki bu bizlerde pek de alışılmadık bir his
bırakacak. Birçok hastalıkla mücadele edebiliriz fakat burada sadece
Alzheimer’ın sözü geçiyor.
Bir isim var ki, futbolda denildi mi, bir de üzerine
Alman etiketini yapıştırdığınızda soluklanırsınız. Gerd (Gerhard) Müller, her
ne kadar şu an bu yazıyı okuma girişimi olan herkes bu ismi anımsar ancak
gözünüzün önüne o fotoğraf karesi gelmez. Çünkü o jenerasyona, canlı canlı
izleme şansına erişemeyen kümeye katılırız.
Ama durun dijital ve internet dünyasının tüm yararlarını
şimdi görebiliriz. Yeni dünya sayesinde, hayatıma kısa sürede bir dolu Alman
girmişti.
Sporcuların en sevdiği cümle “bu çocuktan bişey olmaz.”
Neden mi? Kasabanın yerel takımı 1861 Nördlingen’e katıldığında 15 yaşındaydı.
Hocası onu ilk gördüğünde “Bu çocuktan adam olmaz” demişti. Hatta bir de ona
lâkap takmıştı: “Kısa Şişko Müller”! İşte o çocuk, kısa sürede onu mahcup
edecekti. Müller şunu fark etmişti; yere yakın olması, topa daha yakın olması
demekti. Topa daha yakın olması da “gole daha yakın” olması anlamına geliyordu!
Kısa sürede gole alışan santrfor; 51 maçta 108 gol atınca Bayern’in dikkatini
çekmiş oldu.
Müller, Bayern Münih’e geldiğinde takım 2.
Lig’in sıradan ekiplerinden biriydi. Sadece 1931 yılında bir
kez şampiyon olmuş, ardından yıllarca 2. Lig’de
“debelenmişti”. Müller geldiğinde, takımda Beckenbauer ve Sepp Maier
gibi henüz efsane olmamış isimler de yer alıyordu.
Müller, Bayern ile çıktığı ilk maçında iki gol attı,
sezonu 26 maçta 33 golle bitirdi ve takım Bundesliga’ya çıktı. Ardından
gelen ilk sezonda Almanya Kupası kazanıldı; ardından da goller, kupalar ve
şampiyonluklar… Müller, Bayern kariyerinde 607 maça çıktı ve 566 gol attı.
15 senede dört lig şampiyonluğu, üç Şampiyon Kulüpler Kupası zaferi, birer Kupa
Galipleri Kupası ve Kıtalararası Kupa, dört Almanya Kupası elde etti.
Beckenbauer; Müller için çok net bir tanımlama getiriyor;“Birçok
büyük oyuncuyla beraber oynadım: Wolfgang Overath, Paul Netzer, Karl-Heinz
Rummenigge, Paul Breitner… Bence aralarında en iyisi Gerd Müller’di. Durdurulmazdı.
Bayern bugün sahip olduğu her şeyi ona borçlu. Onun golleri olmasa hepimiz
antrenman sahasında, eski bir tahta sıranın üzerinde oturuyor olurduk!”
Müller, Almanya yıllarının ve Dünya Kupası’nın ardından
gittiği ABD’de de üç sene Cubillas ve George Best ile birlikte oynadı, ardından
da futbolu bıraktı.
Bu yıllarda boşluğa düştü ve kendini alkole verdi.
Müller’i Bavyera’nın bir barında bulan eski takım arkadaşları alkol tedavisine
iknâ etti. Tedavi bitince, Bayern Münih büyük bir vefa örneği göstererek
efsane oyuncularını kulüp bünyesine aldı ve teknik ekipte görev verdi.
İşte ne olduysa bu noktada kapısını çalacaktı, Alzheimer.
Düşünsenize, Bayern Münih maçlarını izliyor ve bu takımı takım yapan Müller’di
fakat ona hiçbir şey ifade etmiyordu. Tıpkı çocuğunu hatırlamayan bir baba gibi…
Sakın bırakma Müller!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.