Bu yıl Roland Garros’ta başka bir film izler miyiz acaba?
Bu soru erkeklere sorulduğunda baş gösteren Nadal cevabı ile oy vermek çok
olası bir durum. Rafael Nadal'ın Fransa diploması pek hayli belli. 2005’ten
beri katıldığı Roland Garros’ta oynadığı 53 maçın 52’sinden zaferle ayrıldı.
Eee boşuna toprağın efendisi denmiyor… Peki ya söz konusu kadınlar olunca?
Bu noktada favori diye nitelendirebilecek bir isim henüz
yok! Aslında iyi ki de yok, çünkü sonucu belli olan bir filmi sürekli izlemek ne
denli keyifli olabilir ki! Ancak bir isim var ki WTA sıralamasında birinciliğe
yükselmiş olsa da ismi hiçte duyulmuş denilmez.
Alman tenisçi Angelique Kerber, ilk şampiyonluğunu 2012
yılında Kopenhag’da elde etti ve bundan sonrası Kerber için fitili
ateşleyecekti.
Her yıl Paris’te, mayıs ayının son pazar günü gösterime
girip iki hafta süreyle tenis izleyicisiyle buluşan filmin açılış müziği bu
sene kadınlarda kim göğüsleyecek derken, Kerber elenen sürpriz isimler arasına
girmişti.
Serena Williams’ın filminin yardımcı oyuncuları, kurgusu çok hafif de olsa değişiyor. Sahi Williams-Kerber
beraberliğinde kim galip çıkmıştı. Burada da bir sürpriz saklı.
Kerber’i tenis dünyasında öne çıkartan sene Williams’ı
finalde elediği yıla tekabül edecekti. 2016 Avustralya Açık’ta sezonun ilk
grand slam’in de Serena Williams’ı finalde saf dışı ederek ilk grand slam
zaferini kazanacak, son grand slam olan Amerika Açık ile bir şampiyonluk daha
alınca dünya bir numarasına kadar uzanacaktı. Bunun öncesinde de başarıları yok
değil miydi?
2013 yılında Linz’de başarılı sonuca
ulaşan Angelique Kerber, bunun ardından 2015 de Stanford, Birmingham,
Stuttgart ve Charleston da birinci olarak kupayı kaldırmayı başarmış oldu. Teklerde
oldukça ciddi başarılar elde etmesine rağmen çiftlerde bu başarıyı elde edemedi.
Açıkçası onun hedefi de hep tekler bazındaydı.
Çünkü üç yaşında başladığı tenise hep tek başına meydan
okuyarak geldiği noktada çiftlerden daha öncelikliydi.
Şimdi… Ortada bir de Angelique Kerber gerçeği var
elbette. Her zaman Alman tenisi için en önemli prova kabul edilen grand slamler
ve Kerber’den daha fazla beklenen başarılar… Almanların önemesediği bir kültür
pek ala “spor” hangi branş düzeyinde olursa olsun ciddi alınası gerektiğini çok
iyi bilirler.
Evet, tenis olarak bakıldığında son yıllarda sessizlik
hakim ancak bu yolda Kerber’den çok fazla beklenti var, o bir gerçek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.