Kendi takımını şekillendiren, kaç defans oyuncusu
tanıyoruzdur? Bilakis, oyun zekası, becerisi ve bir de üzerine savunmasını
katabilen oyuncu bu üçlüyü benliğinde yaşatıyorsa, oyuna karakter
kazandırıyordur, aynı zamanda. Şimdilerde bulmak zor demeyelim lakin bugün
naftalinlenmiş bir isimden söz etmek şanındandır.
Real Madrid ve İspanya milli takımın unutulmaz kaptanı...
Kariyerine savunma ağırlıklı orta saha
olarak başlayan ve Madrid'e geldikten birkaç sezon sonra savunma oyuncusu olarak
kariyerine devam eden Fernando Ruiz Hierro’dan başkası akıllara gelmez.
Böyle koca bir kariyere uzaktan bakmak, izlemek ve hatta
bir takıma ömrünü sığdırmak hiç de kolay olmayacaktır. Hierro dipten, zirveyi
görmenin tahayyülüdür, istisnasız. Kaptanın, Real Madrid tarihinde bu kadar
sağlam ve köklü bir yer edinmesi tesadüf olmayacaktı.
1980’li yıllara tekabül eden, futbol dünyasının ivme
kazandığı yıllara armağanı Hierro. Hiç de kolay olmayacak bir çocukluktan
buralara kadar adını yazdıracaktı. Mütevazi yaşantısına, araba tamirciliği
yaparak para kazandıracaktı.
Kendi yaşıtlarına istinaden yapılı vücudu, uzun boyu ve
spor için biçilmiş bir fiziki yapı... Bu yapıyı düşününce tıpkı abisi Manolo
gibi Malaga şehrinin yerel takımlarından Velez CF’nin altyapısına girmek epey
kolay olacaktı. Hem çalışıp hem okuması onu seçim yapmaya zorlayacaktı.
Dolayısıyla kendisindeki bu geleceği gören abisi de kendisi de profesyonel
futbolcu olma yolunda Real Valladolid’le yolları kesişecekti.
Ve bundan sonrası büyük kaptanın yolunu açan A takıma
yükselmesiyle başlayacaktı. Valladolid formasıyla süreklilik haline gelen ilk
11 ve devamında gelecek olan Kral Kupası alışkanlığı o dönemlere göre hiç
alışık olunmayacak performans sergileyeccekti.
Real Madrid’in oyuncu avcılığı ta o dönemlere taşınacak,
transferi gerçekleştiğine inanana kadar peşini kovalayacaktı. Hierro, bundan
sonrasında Santiago Bernabeu’da imza töreninde bulacaktı. Üstelik tamircilik
yaptığı zamanlarda hayalini kurduğu takımla!
1989 ve sonrası namı yayılmış stoperdi. Real’in yıldız
isimleri ile takım olmuşken, geleceğin alameti farikası takımla oyunculuk
karakterini de böylece şekillendirmişti. Esasında her şey rüya gibiydi…
Bir dönüm noktasını da Real’in başına gelen Radomir Antic
ile beraber yapacaktı. Çok yönlü bir futbol adamı olduğunun kanıtıydı adeta.
Antic, geldiği günden beri Hierro’yu ofansif olarak orta sahada oynatmaya
başlayacaktı.
Ve sona doğru… Fernando Hierro’nun takıma en büyük
katkısı yadsınamayacak bir gerçek ki Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunun hasretini
bitiren 1998 yılında oynanan Amsterdam finali oldu. 32 yılın sonunda hem
şampiyonluk hem de Hierro’yu onore eden Avrupa’nın en iyi savunma oyuncusu
seçilmesiydi.
Uzun yıllar evli kaldığı Madrid’den eski Hierro’yu
göremeyen Hierro, futbol gerçeğini sonlandırdı. Büyük kaptan şimdilerde Real
Oviedo’nun başında takımını daha başarılı nasıl yapabilirimin hesaplarını
yapıyor. Büyük kaptan bu zaman dek kattıklarıyla, şimdiki Madrid’in kemiğini
oluşturmuş. Büyük kaptan. Vamos!